tuhaf ama bir tv sitesinde yazı yazıyor. dizileri mercek altına alıyor. ha beni keser mi bu yazılar ? asla. ama yine de tespitlerinden geri kalmak istemeyen hayranları burdan takip edebilir.
taraf'a verdiği röportaj bu ülkede anadan babadan kürekle imkan ve zenginlikle doğup, kafayı çalıştırmadan anlamadan, hissetmeden donanılmış "azıcık ondan azıcık bundan" entelliğinin manifestosu gibi. bilgi birikim takma/çakma olunca aydın duruşu, omurgası da olmuyor haliyle ve tutunmak, dik durmak için desteklere ihtiyaç oluyor.
bu liberalliğe teğet geçip, kendinden menkul bir modernciliğe zorla yapıştırılan iğreti dünya görüşü yazar kalabilmek için yazılarını okutturduğu kitleye karşı muhafazakar sağdan sponsorluk alır 65 senedir bu ülkede...
bu kan içici ve hırsız çete iktidara taşınırken, menopoz teyzenin avuçları patlamıştı alkışlamaktan... yerlere göklere koyamıyordu ne erdoğan'ı ne gül'ü ne çiçek'i... 5 para etmez yazıları "böyle yazılacak, yaz" ipoteğindeki bu sümsük vesayetlerden falan dem vurup, şizofren hafsalasının ürünü bir kemalist ceberrutluğa küfrediyordu.
röportajda şimdi de diyor ki "erdoğan değişti"...
alakası yok emir komuta zincirinde yazdığın için sen görmezden geldin, o da ne kadar görebildiysen... alengirli cümleler, dolambaçlı paragraflar arasında delilsiz, mesnetsiz faşizan tutuklamaları alkışlayıp masum insanların hapiste çürümelerine destek verdiğinde de erdoğan aynı adamdı... şimdi sordular diye, artık mızrak çuvala sığmıyor diye "erdoğan değişti" deyip bir de "annesine çok düşkündü, annesi ölünce piskopata bağladı" diye haminnoş hikayeleri uyduruyorsun. erdoğan kalbini kırmış mış... kıyamam ben sana ablacım. seviyosan git konuş hatta bence...
çünkü aşkın bitmemiş.
çamlıca'nın amına konmasını hala "erdoğan annesine sanki "anne ben bunu yaptım" demek istiyor" diye kılıfladığına göre aşkın sonsuzmuş... bu toprakların gördüğü aklen en dengisiz diktatörü masumlaştırmaya çalıştırmanın başka açıklaması yok...
bu kaltağa da kızmıyorum buna köşe verenin ta ......
- Bu süreçte sizi en fazla umutlandıran olaylar neler?
Bir defa imralı'yla görüşmelerin başlaması... Bundan daha önemli bir şey olamaz. Abdullah Öcalan'a televizyon verilmesi bile bana iyi geldi. Radikal'deki köşemde yıllar önce O plazma televizyonu ben alırım abi tadında bir yazı yazmıştım. Televizyon sorununun çözülmesi bile bunca yıl aldı.
- O televizyonun nasıl bir sembolik anlamı var?
istiyor, adam, televizyon istiyor! Dış dünyayla bağlantı kurmak, vakit geçirmek istiyor. Bu kadarını vermekte ne beis var? Televizyon vermek, çocuk canlarını kurtaracaksa niye vermeyeyim? Kırşehir'den, Ege'nin iki köyünden daha az çocuk ölecekse, niye vermeyeyim?
barış manço hakkında yazdıklarını okuduktan sonra bir kat daha nefretime gark olmuş yazardır. o sığ ve basit düşüncelerinden bu kadar aykırılık çıkarması ise ilginçtir.
"ben burdayım, beni de görün" yazılarından birini yine taraftan geçirmiş bugün. vicdan kelimesini "vijdan" yazmanın bir fikir beyan etmek oldugunu sanıp, vicdan sahibi yazarlara yine çemkirmiş bugün. ablası olduğu oğur ve altınok'a daha şirin görünmek için yine "güzel insanları" diline dolamış.çoktan unutulduğunun farkında degil yazık. sağa sola laf atıp "ben burdayım daha ölmedim" çığlıkları boşuna.sen, yıldıray oğur(küçük özkök) için yıldırım türker'i ısırdığın gün öldün.boşuna bağırma, duymuyoruz.
argumentum ad hominem: Ortaya atılan tez'e değil, ortaya atan kişiye saldırmak biçimindeki eylemin adı. Bugün, Taraf gazetesindeki köşe yazısı nedeniyle, Perihan Mağden için söylendi: Türkiye'de tezlere saldırmak yerine insanlara saldıran kişi olarak nitelendi. Bu entrinin yazarı, bu sıfatın Perihan Mağden'e cuk oturduğunu düşünüyor.
bugün yine tarafta boy göstermiştir. düzenli yazılarınızı dört gözle bekleriz efem.
bilindiği üzere 90 lı yılların orduya kafa tutan birkaç yazarından biridir. bazı bünyelerde alerji yapması gayet normaldir. zira yazılarını postal yalayanlara inat yazardı. http://www.radikal.com.tr...te=05.07.2008&PAGE=13
bir yazısında '' karamazov kardeşleri okumayan beni okumasın '' demiş ve akredite olma hevesiyle karamazov kardeşleri kardeşleri okumama vesile olmuştur. taraf gazetesinde yazmaya başladışı söylenmiştir ancak ilk yazısının arkası gelmemiştir ,haftanın tek günü yazmıyor olmasını temenni ederim.. ayrıca rasim ozan kütahyalının kişilik , ruh hali ve iç dünyasınının derinliklerini ışık tutan bir yazı kaleme almasını istiyorum.
yazılarına ve kendisine son derece irrite olduğum Mağden, taraf gazetesine geçmekle sonunda kendine en uygun mekanı bulmuş, dürüstçe tarafını belli etmiştir en azından...
hani demiştim ya bilmem kaçıncı entry'mde, alkolün olmamasını söyleyen düz mantıklardan, boş beyinlerden farkı olmayan bir şahıs. mantıksızlığı diz boyu desem çok fazla ileri gitmiş olmam.
ne ilginçtir ki hala nobel'e aday gösterilmemiştir. bu milleti aşağılamak, ermenicileri ve kürtçüleri yalamak gibi her türlü faaliyette de bulunuyor halbuki.