amaç çok belli değil mi? tepki toplamaya çalışıyor ablamız. topluyor da.
neymiş; cem yurt dışında okumuş ve türkiye yi tanımıyormuş. psikolojisi bozukmuş.
ne diyorsun ablam sen? çocuk kafa kesti, kafa. şımarık zengin çocuğu, gencecik bir kızın kafasını kesti. hangi psikolojiden, hangi yurt dışından bahsediyorsun sen?
gelinliğinin hayalini kuran, üniversite planları yapan bir kızın kafasını kesmek hangi ülkede cezasız? hangi inanış sisteminde masumca?
amerika'nın çoğu eyaletinde zaten idam edilirdi it soyu. 3-5 ay akıl hastanesiyle kurtaramazdı. geri kalan eyaletlerinde de tecavüz edilerek yaşardı.
nasıl bir şekilde masum hale getiriyorlar bu canavarı? hiç utanmadan, hiç düşünmeden...
asıl canavarlar sizlersiniz. banker bilo'daki gibi; "yaptı! yaptı! ama bir sor hele niye yaptı?" derken yüzünüz bile kızarmıyor.
yarın öbür gün "kadına şiddete hayır!" diyerek çıkarsınız podyumlara. o zaman da alkış tutarlar, gülümsersiniz.
cem garipoğlu'nu bizlere sanki melekmiş, kaderin oyununa gelmiş gibi bir şekilde anlatan bir yazı. cem çok masummuş da, kültür şoku yaşamış, ondan kesmiş kızın kafasını kız hayattayken. ayy kıyamam ben yaaaa. nasıl da sevimli sevimli anlatıyorlar çocuğu, nasıl da savunuyorlar; nasıl da münevver'i ve ailesini suçluymuş gibi gösteriyorlar neredeyse.
lan bu yazıyı haklı bulan hümanistler; sizin arkasından güzellemeler yaptığınız cani puşt, kız arkadaşının kafasını hayattayken kesti be vicdansızlar. madem bu kadar hümanist, bu kadar duyarlı insanlarsınız, neden kadına karşı şiddet için de bir şeyler yazmıyorsunuz?
ülkeye bak amk, bir caniyi masumlaştırıyoruz ölümünden sonra. toplumla zıt olmak için bu kadar da kaypak olunmaz ki. kendinizi o kızın ailesinin yerine koyun da düşünün azıcık be düşünün amk. münevver'in ailesi mazbut bir aile olduğu için mi ailesine bu kadar yükleniliyor, intikama doymadı deniliyor?
ayrıca, bu yazıyı destekleyenlerin, eleştirenleri cahil, bilgisiz kimseler olarak görmesi de ayrı bir komedi. ha şimdi siz bu yazıyı desteklediniz ya entelektüel oldunuz amk tebrikler sizi gidi internet aktivistleri sizi.
sözlük aydınları destekliyor tabi bu yazıyı. biz anlamıyormuşuz, malmışız; onlar çok zekiymiş ondan anlıyorlarmış yapılan empatiyi. sizin ben empatinizi sikeyim.
rakel dink'in şöyle bir sözü vardı: ''bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiç bir şey yapılmaz kardeşlerim.''
evet. perihan mağden, kendisinin ilk defa bir yazısını okudum, bu yazısında muhtemeldir ki bu karanlığa işaret etme derdinde. yani münevver'i yok eden cem'in içinde bulunduğu karanlığı sorgulamaksızın bazı ön yargılarda bulunmanın yanlışlığına değiniyor. 12 yaşından 17 yaşına kadar olan yurtdışı hayatından. türkiye'ye dönünce yaşamış/yaşaması muhtemel olduğu kültürel şoktan...
toplumsal olarak hastalıklı bir sürece uzun yıllar önce girdik bence.
bazı götlerce haklı görülen yazı. eli testereli katili masum yaptınız felsefenizi de sikeyim psikolojinizi de hümanizminizi de!! empatinizi ayrıca sikeyim, bir kere de öldürülen kızın ailesinin yerine koyun kendinizi bakalım ne hissedeceksiniz!
gözün kararırsa çeker vurursun, budur gözü kararmak. çeker vurursun, gider teslim olursun.
bu adam çekip vurmadı, gencecik bir kızı tasarlayarak evine götürdü, işkence yaparak öldürdü. sonra dışarı çıkıp hırdavatçıdan testere aldı. eve geri dönüp kızı bir kaç parçaya ayırdı ve her parçasını ayrı bir çöp konteynerine attı.
işini bitirip kızı çöpe attıktan sonra da kaçıp ortalıktan kayboldu.
gözü mözü kararmadı yani. kavramları çorba edip algıyı değiştirmek ne kolay değil mi perihan bacı??
edit: maktulenin ölüm şeklini hatırlamama yardımcı olan calamity'e teşekkürler...
