bakırköy'de kalitesi olan cafelerden biridir kendisi. ayrıca belirli günlerde canlı müzikte yapar. genelde fazla müşterisi yoktur. gelenlerde zaten oranın müdavimidir. fiyatlar çok pahalı değildir. ama menüde yazılan şeylerin çoğunu haftaiçi bulamayabilirsin.ama sorun değil maksat muhabbet derseniz mükemmel bir yer.üç katlıdır. en alt kat ışık görmez armut koltuklar vardır. ikinci katta da deri koltuklar, üçüncü katta normal cafe tarzıdır.
kaçak kelebekin bizi* büyük bir heyecan ve hevesle götürdüğü ama gel gör ki gittiğimizde yerinde yellerin estiğini gördüğümüz ve hem dumura hem hüsrana uğradığımız kafe (imiş).
Bakırköyün en güzel kafesidir. Rahatça koltuklarda yayılabildiğiniz ve servisi iyi olan nadir yerlerdendir. Ayrıca sahibi bizi pek sevmez arkadaşımızın doğum günün de orayı tutmuştuk ve alt kattaki armutları bi köşeye toplayıp yaptığımız karambol sonucu az daha atılıyorduk. Şiddetle böyle davranışlardan kaçının. Çünkü o bayan orda adı geçen peri kızı değil...
Şimdi boğazım da bir düğüm,
Yüreğimde yangın.
Gidişini hatırlıyorum,
Çayın yarım kalmıştı.
Cümlelerin kırık.
Gidiyorum; peri kızı!
Git;.
Çayım yarım kaldı peri kızı!
Yarım kalsın!
Gittin;
Söyleyemediğim cümle,
Masada kaldı.
Kırık dökük;
Söyleyemedim.
O iki cümleyi söyleyemedim.
Gittin;
Yokluğun, yarım kalmış çayın, pişmanlığım kaldı masada.
Hoşçakal masal,
Hoşçakal okuduğum,
Sevdiğim en güzel masal...
bunlar banyodan sora aniden önüne çıkıp sevişiyor diye bir hikaye duymuştum ergenlikte, yıllarca banyodan sora peri kızını bekledim. sonra ateist oldum zaten. yoktur böyle birşey.