Şöyle bir hadise vuku bulmuştur. Müslüm Gürses izzet Yıldızhan Show'a katılır. Burada dans gösterisinde bacaklarını 180 derece açabilen bir bayan üzerine aşağıdaki muhabbet gerçekleşmiştir:
Müslüm Gürses: Nasıl açıyo bacaklarını öyle pergel gibi?
insan pergel gibi olmalı, bir ayağı kendi kültür değerleri üzerinde sabit durmak kaydıyla, diğer ayağının açısını alabildiğince geniş açabilir. mevlana
pergel aynı zamanda bin yıllardır mimarlık mesleği ile özdeşleşmiş bir semboldür. o kadar ki mimar sinan'ın kendisinin kaleme aldığı tezkiretü-l bünyan ve tezkiretü-l ebniye'nin girişi "canın ve gönlün halvet sarayı olan hazreti adem'in vücudunu pergelsiz ve cedvelsiz bina eden allah'a hamdediyorum" diye başlar. sinan eserinde pergelden sık sık bahseder ve kendini ve sanatını tanımlarken pergelden ilham alır. "bir ayağım temel ilkelerde sabit durdu, diğer ayağımı da başka diyarları gözlemlemek için kullandım" diyor ve ekliyor "pergel gibi hareket ederim". sinan'ın pergelle olan sıra dışı ilişkisi o denli ileri gitmiş ki kendi türbesinin planını bile pergel şeklinde yapmış.
günümüzde ise bence en çok pergel gibi hareket etmesi gerekenler akademisyenler.
bir kişi de çıkıp demiyor ki pergelin başından değil kalemin başından tutacaksın, çizeceksin, yoksa eline ayağına dolanır serçe parmağına, yüzük parmağına dolanır başka alanlara serbest mesleklere yönelirsin, berduş olursun.
çember cetvel araçtır manyağı olmanın lüzumu yoktur demeyen bir nesil geldi esti geçti.
matematik gibi bilimlerde kullanılan araç -gereç olmasının dışında, babamın bir yere yetişeceğimiz zaman hadi pergelleri açlım diyerek, farklı bir anlam yüklediği kelimedir.
şablon ile çizilemeyen çemberleri çizmeye yarar, şablonla fi=32mm'lik (çemberin çapı) çembere kadar çizilir, sonrası için pergelin yardımına ihtiyaç duyulur.
ucunda iğne olanları ile parmağımı hep yaralamama neden olan, kalem eklemeli olanları yüzünden ise teknik resimlerimin hep hatalı olmasına neden olan aparat. kendisi ile yıldızım hiç barışık değildir.
ilkokulda ahşaptan yapılmış devasa bir modeli de olan çember ve daire çizmeye yarayan araç. bu devasa ahşap pergelin bir ucunda dev bir çivi diğer ucuna tebeşir sıkıştırılabilen bir metal aparatı vardı, bu alet sayesinde sınıf tahtasına çember ve daire çizebiliyorduk.
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz
iki başımız var, bir bedenimiz
Ne kadar dönersem döneyim çevrende
Er geç başbaşa verecek değil miyiz?
(bkz: Ömer Hayyam)