(#5793194) numaralı entry'sinde delikanlılık(!) örneği gösterip, "kriz var" diyenlere üzeri kapalı olarak hakaret etmiş olan yazar.
--spoiler--
dünya'ya nispeten krizin ülkemizde daha az hissedilmesine karşın iffetini koruyamamış kadınları bile hükümet aleyhinde kullanan medyanın haberidir. o kadınlar krizden ötürü mü bu yola düştüler bilinmez ama çocukları kriz çığırtkanlığını iyi yapıyor.
--spoiler--
bir o zeki, millete "or.spu çocuğu" diyor ama bir tek o anlıyor öyle dediğini. aynı zeka kıpırtılarını ekonomik verileri değerlendirirken de görmek isteriz.
"ülkede kriz var" diyen herkesi o.çocuğu olarak nitelemiş beyzade. unakıtan'ın yumurta fabrikası'nda mı hissedar, yoksa tayyip bursuyla mı okuyor bilemeyeceğim ama benim kriz yüzünden yarın bir paket sigara alacak param yok bunu söyleyeyim.kendisine atv ve samanyolu dışında bir kanal izlemesini öneririm.
açtığı başlık ve başlığı tanımladığı entryde ne söylediğinin farkında olmadığı konusunda adım gibi emin olduğum yazardır; yok 'ben ne yazdığımı çok iyi biliyorum ve bilerek yazıyorum' diyorsa türk askerine pusu kurup şehit edenlerle nasıl muhattap olunacağı konusunda ayrıntılı bilgi talep ederiz kendisinden.
izmir'in Bergama ilçesinde yer alan kent, yüksek bir tepe üzerinde teraslar halinde kurulmuştur. Arkeolojik açıdan i.ö. 8. yüzyıla tarihlenen buluntular ele geçmiş olmasına karşın, altın çağını i.ö. 3. yüzyıldan itibaren yaşamaya başlamış, antik dünyanın siyasal ve kültürel açıdan en parlak kentlerinden biri olmuştur. Günümüze gelen çok sayıda önemli ve görkemli anıtlarından en ünleneni hiç kuşkusuz pergamon Sunağı (Zeus Sunağı) dır. Pergamon kralları'nın galatlara karşı kazandıkları zaferin bir simgesi olan anıt, halen Berlin'de Pergamon Müzesi'nde sergileniyor. Kentin görkemli anıtlarından biri olan yaklaşık 10 bin kişilik kapasiteye sahip tiyatrosu, oldukça dik bir yamaca konumlanmıştır. Tiyatro terasının doğu ucundaki Dionysos Tapınağı'nın her zaman görülebilmesi için sahne yapısının ahşap ve portatif olduğu sanılıyor. (Gökyüzünden Arkeolojik Türkiye)
tarihi m.ö 7.yy'a kadar gidiyor; ama en şaşalı zamanlarını m.ö 3.yy'da yaşamış pergamon krallığının başkenti.
dünyanın %35 eğimli en dik anfi tiyatrosunu da içinde barındırır. tepesinden yaz-kış deli rüzgarlar eksik olmaz. hakim bir tepeye kurulduğundan dolayı mükemmel bir manzara sunar. bir dönemin en gösterişli mabedi olan zeus sunağı'ndan ise geriye sadece 3 basamak mermer kalmıştır. 1800'lü yılların sonunda almanlar itinayla, taş taş bu anıtı berlin'e kaçırıp orada tekrar bir araya getirmişlerdir.
ayrıca iki yüz bin parşomenden oluşan dev bir kütüphaneye ev sahipliği yapmıştır. tıp, eczacılık ve su ile tedavi konularında ciddi bir ilerleme kaydedildiği bilinmektedir.
almanlar her ne kadar geriye pek bir şey bırakmasa da mutlaka gezip görülmeli, 2200 yıl önceki insanlarla aynı hava solunmalıdır.
batı anadolu'nun antik çağlardaki en önemli yerleşim merkezlerinden biri olan antik şehir.
dik bir yamaçta bulunan amfitiyatrosu görülmeye değerdir, burada saatlerce oturarak manzara seyredebilir, tarihi buram buram kokabilirsiniz. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1707362/+
pergamon'a araba ile gidebileceğiniz gibi, teleferik ile de ulaşım sağlayabilirsiniz. teleferik biraz pahalı ama olsun, hem manzara seyrediyorsunuz, hem de yukarıda otopark sorununuz olmuyor.
ayrıca yine pergamon'a ait hazinelerin bir kısmı da bugün rusya'daki hermitage ve puskin müzelerinde bulunmaktadır.
öyle ki 2. dünya savaşının sonunda berlin'e giren sovyet ordusu'nun ilk işi berlin'deki pergamon müzesini yağmalamak olmuş, buradaki yükte hafif pahada ağır eserleri alıp rusya'ya götürmüşlerdir.
- memlekette taş mı yok mu aq?!
diye cevap vermiştir adamdı.
onca zeus sunağı falan götürdü özellikle almanlar... karşılığında sultan ahmet meydanındaki kayzer wilhelm çeşmesini falan diktiler.
yani aslında oradaki o çeşme bunun ispatıdır!
osmanlı için "daş yok mu lan daş!" diye bakılan bir taştı.
