perfume the story of a murderer

entry156 galeri12
    56.
  1. parfümcülerin o güzel kokuyu bulabilmek için onikişer onikişer kadın katletmelerine sebep olacak filmdir...
    1 ...
  2. 55.
  3. yapabileceğinin en iyisini yapmak için sana verilmeyen fırsatları bile sonuna kadar kullanmak, hatta bu uğurda öleceğini bilsen bile... ziyadesiyle sürükleyici film , senaryo için hiçbir ayrıntıdan kaçınmayıp dekor kostüm ve casting i ile oldukça kaliteli, klasikler arasında kendine ayrılan yere konmak üzre, layıkıyle hoş film.
    0 ...
  4. 54.
  5. yazarı patrick suskind in uzunca bir süre " kitabımı kimse sinemaya uyarlayamaz" diye teklifleri geri çevirdiği,sonunda pek de tanınmayan bir yönetmen olan tom tykwer e verdiği takdiri şayan bir kitap ve film uyarlaması. herkesi en çok düşündüren kitabın sonundaki sevişme kısmıydı ki onun altından da kalkılmış sayılır.
    0 ...
  6. 53.
  7. bu satırlarinin yazarinin vaktinde sinemada izlemeyip kıcı kırık digitürkte seyretmesinden dolayi pek hayıflandiği ve vakti zamanında böyle bir filmi nasil pas gecerim diyerek kafasini duvardan duvara vurup aptal oldugu romandan uyarlama filmdir.

    film ekseninden yorum yapmak gerekirse nedense benim aklımda Richis karakteri -allan rickman- kalmiştir. belki de eğriye eğriye dogruya dogru dediğinden ve mantik ile zekayla olayin çözümlenmesini istemesinden dolayi olabilir. fakat hayal gücünden yeksan oldugu kendi felaketini yaşamiştir.

    konunun yan öğesi olan bir çok olayin arz-i endam ettiği güzelliğe ve estetiğe ulaşmak için tutulan yolun kişinin kaderi oldugunu beyan eden bir hikayedir.

    yan enstrümanlarin bir filmin üstün amaca hizmet ettiği ve yan enstrümanlardan canlandiran karakterlerin herbirinin temelinden ayri ayri orjinal hikayeler yazılabilecek olan filmde baptisse efendiye iyiliği dokunan onun öyle ya da böyle ilerlemesini sağlayan kişilerin elinden olmayan sebeplerle dolayli olarak mefta olmasina sebep vermektedir.

    realist gözle değilde romantik ve simgesel gözle izlendiğinde daha da fazla tadi cikacak olan bu filmi anlamak için direnç gösterilirse eğer 3. sinif vhs video izlenmiş gibi olur.

    her filmde aklınızda kalan repliğin filmden aldiğiniz mesaj olduguna inanirim ben.

    bu durum kişiye göre değişir elbette.

    hadi biraz subjektif takilayim da o repliği yazarak bu entryi nihayetlendireyim.

    'deha sessizlik ve huzur ister.'

    ek olarak;

    görme, duyma, tadma, dokunma ve koklama duygularimizin oldugunu biliyoruz. görme engelliler, duyma engelliler, tad alamama sikayetlerinin varliğini da biliyoruz. hadi buna fiziksel kötürümlük ve sinirlerin felç olmasi nedeniyle dokunma engelli olmayi da katalim. ama koklama duygusu bazen sinuzit gibi hastaliklar nedeniyle yok olur ama tamamen yok olmaz. ya koklama özürlüğü olsaydi o vakit var olabilmenin ispati olan duygulardan yoksun olanlar nasıl olurdu?

    (bkz: iyi eser ilham verir)
    2 ...
  8. 52.
  9. ben whishaw'un yanında dustin hoffman'ın oyuncak gibi kaldığı film. ben böyle oyunculuk görmedim arkadaş!

    film sırasında, aa dustin hoffman, aa alan rickman, aa şu şeyde oynayan kız diye diğer bilinen oyuncuları ayırdettik, edebildik. ama ben wishaw'u da bilmemize rağmen "aa şu şeydeki şey" diyemedik yahu. filmden bağımsız düşünemedik bu adamı. o adam cahil bir fransız köylüsü, başka hiç bir şey olamaz!

    saflık, cahillik, farkındalık, yaşama sevinci, umutsuzluk.. bir surat hepsini oynayabilir mi?
    ve bütün bunlar bir karaktere sığdırılabilir mi?

    her yönüyle; senaryosuyla ve oyunculuğuyla olağanüstü bir film. geç izlediğim için çok şey kaçırmışım.

    --spoiler--
    mavi takımıyla cellatının yanında dururken ki sahne *
    -sence böyle bir şey mümkün mü?
    +bilmem denemek lazım..
    - ?!!..
    --spoiler--
    2 ...
  10. 51.
  11. 50.
  12. kitabı okumadım ama değişik,değişik olduğu kadar saçma bir film bence.başta bize gösterilen idam sahnesiyle bitmeliydi film.'it burunlu bir piskopatın sonu' der çeker giderdik işimize.sonrası tam bir hayal kırıklığıydı.hele toplu sevişme sahnesi o dakikaya kadar ciddiye aldığım, mantıklı temellere oturtmaya çalıştığım herşeyi yıktı.filmin fantastik olduğuna karar verdim.madem fantastik bir film çekiyordun baştan bize bunu hissettirseydin.beğendiğim tek şey Dustin Hoffman'ın 100 tane parfüm formulü aldığı gün yatağına yattığındaki surat ifadesi.malesef pek uzun sürmedi mutluluğu.
    0 ...
  13. 49.
  14. okurken koku duyunuzun hassaslaştığı, son sahnelerin filme çekilmiş olamıyacağını düşündüğünüz ama sinemaya gidip izlediğinizde ayakta alkışlamak istediğiniz, seri katili kendinize yakın hissetmenize sebep olan patrick suskind'ın kitabı.
    0 ...
  15. 48.
  16. idam edilecekken acik hava sex partisi duzenleyebilen birinin hikayesidir.
    2 ...
  17. 47.
  18. takdire layık izlediğim en başarılı film.
    0 ...
  19. 46.
  20. greanuille'nin acı içersinde ölmesini isterken ve bu sonun yaklaştığına sevinirken, grassa halkı gibi sizde bir anda kararınızı değiştiriyorsunuz. ruhu çok güzel işlemiş bir film.
    0 ...
  21. 45.
  22. hala izleyemediğim film. kitabı da mevcuttur. acayip merak edilesidir.
    1 ...
  23. 44.
  24. konusuyla ilgi çeken, zira gerçekten garip olan ve sonuyla içine edilmiş filmdir.
    (bkz: cennetin genelev olması)

    --spoiler--
    bu adam suçlu değil!
    seni seviyoruz!
    sen bir insan olamazsın sen bir melekesin!
    bu bir melek!
    dokun bana!
    --spoiler--
    1 ...
  25. 43.
  26. jean-baptiste grenouille'in 10km uzaktan kadının kokusunu aldıgı filmdir.
    0 ...
  27. 42.
  28. --spoiler olabilir--
    "yahu dikkat ettim de benim burnum acayip koku alıyor, o zaman ben kokulardan iyi anlarım, öyleyse bir parfüm yapıcam, elalemi kendime hasta edicem, millet boyle sevgi dolu olacak, hatta o kadar ileriye gidicem ki milleti sokak ortasında birbirine düdükleticem" anafikriyle ortaya çıkmış, (bkz: very interesting) bir film.
    --spoiler olabilir--

    edit:sevmedim ya, zorla mı?

    yine edit: imla
    2 ...
  29. 41.
  30. Filmi izleyip uyumaya giden bir abazanın " şu parfümden bir şişede bende olsaydı" diye düşündüğü şüphesizdir.
    Film gösterime girdikten sonra tüm dünyadaki parfüm satışlarında hissedilir derecede artış olmuştur.
    0 ...
  31. 40.
  32. filmin konusundan çok devrin sosyal yapısı üzerine yapılan vurgular oldukça etkileyici olan film.alt sınıfların ağır yaşam koşulları ve hayatta kalabilmenin insanlar için lüks olması (tabakhane işçiliği gibi ağır işler ve hastalıklar sebebiyle)gibi devrin yaşam imkanlarına yapılan üstü kapalı eleştriler hikayeden öte, bence filmin en çarpıcı yanını oluşturmaktadır.
    1 ...
  33. 39.
  34. sonunu pek beğenmediğim hatta bi bölümünde yok artık daha neler dediğim izleyenler bilir ama genelinde izlenmeye layık film.
    1 ...
  35. 38.
  36. ortalama okuyucunun kaldırabileceğinin üzerinde bir romandan ortalama izleyicinin kaldrabileceğinin üzerinde bir film üretmek.. ancak romanın derdinin Yeniçağ civarlarında yaşanan, sıradışı özelliklere sahip bir seri katilin yaşam öyküsü olduğunu zannetmiyorum.
    Hikaye insanın içindeki iktidar duygusunun, bu sefer olağanüstü koku alma özelliklerine sahip bir insanın üzerinde gelişmesini anlatıyor bence..

    Grenouille'i satan herkesin (madam gaillard, grimal,guiseppe baldini) acı sonla biten yaşamı bize onda farklı giden bir şeyler olduğunu gösterir. Bu kokmayan adam her şeyin kokusunu alarak her şeye hakim olmak isterken en sonunda insanın da kokusunu yaparak insan ırkına da hakim olmak istiyor. Bu amacına ulaşıpta 'insanlığın kokusunu' yapınca herkesi kontrol altına alıyor. Ama iktidarın en üst basamağına ulaşınca gideceğin tek yer aşağısıdır. O da kokuyu kendi üstüne döküyor ve kendini parçalattırıyor.

    Dışardan ne olduğu konusunda en ufak bir fikir bile vermeyen ürkek, titrek,hassas ve şaşkın psikopatımız grenouille,ben whishaw tarafından çok başarılı canlandırıldı. dustin hoffman ve alan rickman gibi tecrübeli oyuncuların da desteğiyle sıkmadan akıp giden bir film ama bence.. böylesi bir romanı filme uyarlamak daima zor olur. Psikolojik ayrıntıları betimlemek için bir dış sese ihtiyaç duyuluyor ki (Brecht'yen estetik) bu da filmi masal anlatılıyormuş havasına sokuyor. gene de yönetmenin iyi bir iş çıkardığı söylenmeli.
    3 ...
  37. 37.
  38. kitapta anlatilanlara benzememe acisindan cok yanlis karakterler secilen film.**
    1 ...
  39. 36.
  40. patrick suskind'in das parfum adli muhte$em eserinden uyarlanmi$, kitap kadar carpici ve sarsici olmasada oldukca ba$arili bir kitap uyarlamasi. esas oglanin butun hayatinin sadece kokulardan ibaret oldugunu anlatiyor ve dunya uzerinde ki en mukemmel olan parfumu yaparkenki yolculugunu. genel olarak kitaba sadik kalinan uyarlama olmu$. bazi eksikleri yok degil ancak kitaptan uyarlanan bir filmde de bunlari ho$gormek yeter. sonuc olarak bir kitabi alipta onun tipa tip aynisi cekmek mumkun degil. elbette sapmalar olacaktir.ama $unu da soylemeliyim ki bu filmden 10 kat zevk aldiysanin kitabindan 20 kat zevk alirsiniz.o kadar da iddaliyim.
    2 ...
  41. 35.
  42. dehşet verici güzellikteki film. yalnız anlayamadığım bir nokta var, esas oğlan görünümlü soytarı evin bahçesinde kızın babasının yanında kıza yazılıyo, kolye aldım falan diyo, takıyo kolyesini kıza sonra arka bahçede yemeye çalışıyo. o zamanlarda adet böyle miydi? ne iş lan?

    ayrıca;

    (bkz: Rachel Hurd Wood)
    1 ...
  43. 34.
  44. filmin başı sonu eleştirilmiş.

    bence film harika.

    sonu daha farklı olamazdı.

    "kitabını okumak nasip olsaydı keşke" diye hayıflanmamak elde değil tabi ki. fakat izlerken yanınıza hayal gücü yüksek, midesi çabuk bulunmayan, zeki ve güzel insanları almanızı tavsiye ederim. yoksa "eah bu ne yauu" diyen çatlak sesleri duymanız olası.

    film güzel.

    izleyin.
    2 ...
  45. 33.
  46. ---spoiler---

    isteseydi, papa'ya kokulu bir mektup gönderip, mesih olduğunu ilan edebilirdi.

    ---spoiler---
    4 ...
  47. 32.
  48. kitabını okumadım. bir sinemasever olarak gayet başarısız bulduğum film. kitabı okuyanlar mekanların, kişilerin çok güzel canlandırıldığını söylediler ama sadece film olarak bakarsanız ciddi bir vakit kaybı. oyunculukların geneli vasat, senaryo-kurgu kötü vs.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük