perfume the story of a murderer

entry156 galeri12
    81.
  1. böyle bir konu, böyle bir film yapmak bir insanın aklına nerden gelir diye düşündüren bir film. oldukça ilginç fakat sonunda hayal kırıklığına uğratıyor.
    3 ...
  2. 80.
  3. kendime kızma nedenim. " ulan böyle bir filmi neden bu kadar geç seyrettim? nasıl daha önce bihaber kaldım?" diye isyan etme sebebim. bu nasıl muhteşem bir filmdir? nasıl orjinal bir hikayedir? 2 saat 21 dakika nasıl göz kırpmadan ve şimşek hızıyla geçer? sorular ve sorularla izi başbaşa bırakır.. kokunuza şükretme sebebidir.

    rayihanın insanın zihninde en vahşi, en acımasız bir katili bile melek, yarı-tanrı statüsüne yükselttiğini gözler önüne seren başyapıttır.

    --spoiler--

    kokmak varolmaktır, hatırlanmaktır..

    --spoiler--
    1 ...
  4. 79.
  5. patrick süskind' in muhteşem bir kurguya sahip romanı , güzeldir.
    2 ...
  6. 78.
  7. Ben filmi izledim ancak kitabını okumadım. Filmi izledikten sonra filmin sonu bana da çok saçma gelmişti. Ancak biraz düşününce sanırım anladım. Filmin hemen başında Graneuille hapisten çıkarılıp idam edileceği yere götürüldüğünde halk idam için sabırsızlanıyor ve onun aleyhinde tezahürat ediyorlardı. Görevli ise idamın ne şekilde olacağı konusunda halkı bilgilendiriyordu. Yani karar kesindi ve idam kaçınılmazdı. Graneuille bir gün kokusunun olamadığını fark edince ne kadar basit ve anlamsız olduğunu düşünür ve insanlar için hiçbir değerinin olmadığı hissine kapılır. Bu acı halinin, fakirliğinin, değersizliğinin ve kötü kaderinin sebebini kokusunun olmayışına bağlar belki de. Asil, soylu, zengin insanlarla karşılaştıkça ve farklı farklı insanları görünce, onların güzel kokularının etkisinde kalır. Oysa kendisinin esir olarak yaşadığı ve çalıştığı; hatta doğduğu yer oldukça kötü kokan ve kötü kokulu insanların yaşadığı yerlerdi. Böylece Graneuille bu kötü kaderine savaş açar. Graneuille kendi kokusunun olmadığını anlayınca insan kokusunu merak eder ve kendisine karşı konulamaz güzellikte bir koku yapma kararı alır. Böylece kendisinde olmayan zenginlik, saygınlık gibi pek çok niteliği kazanabileceğini düşünür. Graneuille etrafındaki tüm güzel kızları bir bir yakalayıp vahşice öldürdükten sonra üzerlerinde saçma sapan deneyler yapmaya başlar. Bunlar ne kadar da yanlış olsalar onun doğrularıydı. Çünkü onda bi tür kişilik bozukluğu vardı. Graneuille çok farklı bir kişilikti. Koku alma duyusunun çok gelişkin olmasına karşın diğer duygu ve duyuların birçoğundan mahrumdu. Dikkat ederseniz öldürdüğü kızların çok güzel olmalarına karşın onlara tecavüz etmiyor, sadece kokularını almaya çalışıyordu kendince. Çünkü onun acıma, sevme, gibi diğer tüm duyguları belki de yaşadığı çevrenin olumsuz etkilerinden dolayı tamamen körelmişti. Kısa süre sonra Graneuille ülkesinde vahşi ve acımasız bir seri katil olarak ünlenmiştir ve yakalanıp idam edilmiştir. Filmin sonunda olanlar tamamen Graneuille'ün bilinç altı ve hayal gücünün bir eseridir. Yönetmen filmin sonunu Graneuille'ün bakış açısıyla işlemiştir. Graneuille yaptığı cinayetler ve sapıkça deneyle sonunda elde etmiş olduğu koku sayesinde yaşamı boyunca elde edemediği asillik ve saygınlığı kazandığını düşünüyor ve idamın farkında bile olmadan doğduğu yerde bir melek olarak ve yine vahşice öldürüldüğünü kurguluyor. Yani filmin başında olanlar başroldeki kahramanın hayal ürünüdür. Gerçekler filmin başında gösterilmiştir. izleyenler bilir; yine bir Fransız yapımı olan Alexandre Aja'nın yönetmenliğinde hazırlanmış 'Yüksek Tansiyon' filmi benzer bir sonla bitirilmiştir. O filmi de tavsiye ederim.
    2 ...
  8. 77.
  9. hadi erkekleri anladıkta tüm kadınları bile baştan çıkabilmesi ne artık. her kadının içinde gizli lezbiyenlik mi yatıyor sanki.

    edit: yazı anlaşılmamış anlaşılan.

    --spoiler--
    filmde adamımızın yapmış olduğu son parfümden bahsediyorum.
    --spoiler--
    2 ...
  10. 76.
  11. izlediğim en kaliteli filmlerden biri doğuştan kazanılmış bi güç ve bu gücün getirisi cinayetler izlenesi yapanın eli öpülesi film.
    2 ...
  12. 75.
  13. patrick suskind'in kitabından sinemaya uyarlanan, yönetmenliğini Tom Tykwer' in yaptığı, oyuncu kadrosunu Ben Whishaw, Dustin Hoffman, Alan Rickman, Rachel Hurd-Wood ve Gonzalo Cunill' in oluşturduğu, 2006- Almanya, Fransa ve ispanya ortak yapımı olan 147 dk'lık drama - gerilim türündeki film.

    --spoiler--
    18. yüzyıl fransa'sında kokuya inanılmaz duyarlı olarak doğan Jean Baptiste Grenouille *, kötü kokuların hakim olduğu bir balık pazarında istenmeyen çocuk olarak dünyaya gelir ve çocukluğu hep sahip değiştirmekle geçer. yetişkin bir genç olduğunda Paris'te bir derici ustasına köle olarak satılır. bir gün kokusu da en az kendisi kadar güzel olan bir kadının istemeden ölümüne sebep olur. kadının ölümünden ziyade artık onun kokusunu hiç duyumsayamacağı için üzülür ve o andan itibaren kokuyu nasıl saklayabileceğiniöğrenme arzusuyla yaşar. kokuyu saklama yöntemini öğretmesi için bir parfümcünün yanında çalışmaya başlar. * parfümcüden daha fazla bir şey öğrenemeyeceğini anladığında, daha çok bilgi sahibi olabilmek için oradan ayrılır. yolculuğu sırasında kendi kokusunun olmadığını ve bu yüzden insanların ona yakınlık duymadığını farkeder. bunun üzerine kendi kokusunu yapmak için işe koyulur. kurbanlarını birbirinden güzel kızlardan seçen Grenouille, seri cinayetler işler ve istediği parfüme ulaşır. işlediği cinayetlerin bedelini idam edilerek ödeyecekken bir mucize gerçekleşir ve her şey bir anda değişir.. * *
    --spoiler--

    --spoiler--
    parfümcünün, Jean Baptiste Grenouille' ye anlattığı efsane:
    Mısır tanrısı firavun' un mezarı bulundugunda yayılan parfum kokusu ile bütün insanlar ilahi bir etki altına girerler ve bu ilahi parfümün içeriğinin peşine düşerler ve 13 çeşitten oluştuğunu tespit ederler. bu 13'ün çeşidin de sadece 12 çeşidinin ne olduğunu çözebilirler, 13. madde hep sır olarak kalır. işte Jean Baptiste Grenouille de bu 13. maddenin peşine düşer.
    --spoiler--

    --spoiler--
    Jean Baptiste Grenouille'nin ayrıldığı her sahibinin başına felaket gelmesi de dikkat çekicidir.
    --spoiler--

    farklı yorumlara açık olan film, yer yer sıksa da görsel şölen sunması ve konusunun ilginçliği bakımından izlemeye değerdir. *
    12 ...
  14. 74.
  15. parfümde sırrı çözülemeyen 13. esans insan kokusuymuş peki hoş ama filmin sonunda bunun tüm insanları seviştirebileceği kitapta yokken neden ve de saçmaca filme monte edilmiştir dedirten film .
    1 ...
  16. 73.
  17. Herşey unutulur koku asla tabirinin benimsenmiş hali. ihtiyacı tanımlayabildiği şeyler(taş,toprak,cam vb. ),öldürdüğü kadınlar değil,onların kokuları. Yaradılışının mükemmelliğiyle büyülenmiş jean baptiste grenouille'ün en güzel kokuya ulaşana kadar geçen serüveni. Muhteşem bir film.
    0 ...
  18. 72.
  19. (bkz: hayata bir kene gibi yapışmak)

    --spoiler--
    tüm hayatının ezikliğini, kokusu olmadığı için kişiliksiz ve fark edilmez oluşunun acısını, idam günü, hep düşlediği koku dünyasındaki tanrılığını gerçekte de ilan edip kendini tatmin edişi filmin en güzel ve en dumur bölümüydü. ama asıl istediğinin bu olmadığına karar verip, hayattan vazgeçti.
    --spoiler--
    0 ...
  20. 71.
  21. ayrıca jean baptiste grenouille'nin cenabetliğide ayrı olarak ele alınmalıdır.
    1 ...
  22. 70.
  23. (bkz: )dur bekle ben geliyorum dedirten bir hikaye)
    0 ...
  24. 69.
  25. Rachel Hurd-Wood'un kızıl saçları ve güzeliğiyle damgasını vurduğu film. *
    0 ...
  26. 68.
  27. tom tykwer'ın yönetmenliğinde, whishaw, dustin hoffman, alan rickman oyunculuğunda drama, gerilim türünde bir filmdir. yönetmen anlatmak istediğini tam olarak hatta daha fazlasını yansıtmış beyaz perdeye.
    0 ...
  28. 67.
  29. bu filmi 3 kez izledim. sırf filmde jean baptiste grenouille in başından geçenleri anlatan anlatıcının ingilizcesi için bu filmi izlerim. * adeta hayran kaldım diyebilirim.
    film konu olarak sıradışılığı ile ayrı bir değere sahip. * ve bir katile, katil olduğu için kızamıyor olmam da bu filmin başardığı birşeydir. hani deriz ya filmlerde katil gelirken
    -kızım kaç adam geliyor. diye.
    işte bu filmde onu diyemedim. * * * *
    başroldeki oyuncuyu da takdir etmek lazım ayrıca.*
    2 ...
  30. 66.
  31. kitabını okuyup üstüne filmi izlendiğinde mükemmel zevk veren eser.
    kitap ile film arasında ufak farklılıklar vardır.
    kitapta jean baptiste grenouille * yalnızca bakireleri öldürür ancak filmde ilk öldürdüğü bir hayat kadınıdır.
    ayrıca kitapta jean baptiste grenouille'ün çok çirkin oldugu belirtilir filmde gayet yakışıklı bir abimiz canlandırmıştır bu karakteri.
    1 ...
  32. 65.
  33. Rachel Hurd-Wood sayesinde filmi izlediğimde saçlarımı kızıl yaptığım film.
    2 ...
  34. 64.
  35. kurgusu guzel, son derece lezzetli bir filmdir.
    1 ...
  36. 63.
  37. izlerken insanın üzerine bir sıkıntı veren bir gerginlik havası yaratan şu tuhaf çocuk burnu abuk subuk kokuların hepsini alabilen insanın güzel oyunculuğu ile on numara olmuş bir film.
    2 ...
  38. 62.
  39. filmin anlattığı şeyi tek kelimeyle özetleyecek olursak; fetişizmdir. anlayan anlar. koku olur, başka bişey olur farketmez. cinsellikten öte bir hazdır bu ve filmde bu şeye duyulan tutku anlatılmaktadır.
    1 ...
  40. 61.
  41. son 10 dakikasının nasıl çekildiği son derece merak edilen filmdir. kitabı okumasanmasa da kitabının filminden güzel olabileceğini tahmin edilir. *
    2 ...
  42. 60.
  43. görüp görülebilecek en başarılı roman uyarlaması olması yanında, kanımca romandan da güzel olmuş filmdir.
    0 ...
  44. 59.
  45. --spoiler--
    film, küçüklüğünden beri hayatının hıçbir dönemınde önemsenmeyen birini anlatıyor ve önemsenmemenin sonunda ne gibi sonuçlar doğurduğunu.önemsenmeyen o birey bir gün kendine has ve özel yeteneğini keşfediyor.olağanüstü koku alma duyusu ve kendini hayatta sahip olduğu tek şeyle,yeteneğinle kanıtlamaya çalışıyor.o dünyanın en iyi parfümünü yapmaya çalışıyor ama bunun için güzel kadınlar öldürüp onların kokusunu kullanması gerekiyor çünkü yeteneği bunu emrediyor güzel kadınlar güzel kokar öldürmelisin diyor.o öldürüyor çünkü hayata tutunabilmesi için bu gerekli.şehirdeki güzel kadınlar öldürülüyor ve sıra en güzel kadına geliyor ona ulaşmak zor oluyor ama hırs her zorluğu atlattırıyor insana onun da hırsı en iyi parfümü yapmak farkedilmek istiyor çünkü ve sonunda kavuşuyor emeline göze batıyor bir anda aranan oluyor,yakalanıyor bir gün idam edilicek ama parfüm o kadar yumuşak ve kadınsı ki kokuyu etrafa yaydığında herkes dizlerine kapanıyor.tüm şehri esir alıyor,köle yapıyor....
    farkedilmek için kadınlar öldürdü hem de en güzellerini hem intikam aldı hem kanıtladı kendini...
    --spoiler--

    bu filmden çok şey çıkardım..artık kötü,egoist vs. insan dediklerimi bile daha iyi inceleyeceğim çünkü kötümser duyguların altında mutlaka ezik bir ruh, önemsenmeyen bir beden olduğunu düşünüyorum.
    2 ...
  46. 58.
  47. egzotik ve bilinçaltına hitap edebilen bir film...
    0 ...
  48. 57.
  49. Ben Whishaw'ın başrolünü oynadı ve harikalar yarattığı bir başyapıt.
    Ben kitabı okumadım ama yazılanları okuduğum kadarıyla filme uyarlanması oldukça zor bir kitapmış. Daha doğrusu kitabın hakkının verilerek filme uyarlanması deyip düzelteyim yoksa taş meclisi filan gibi uyarlansa kolay olurdu zaten.
    ilk cümlemden de anlaşılacağı üzere ben hayran kaldım filme. Filmin her sahnesi bir tablo adeta; her sahne özenerek, büyük bir titizlikle çekilmiş bu çok belli. Yaratılan gotik atmosfer kusursuz. Yönetmenin işi çok çok zormuş kanımca. Çünkü seyirciye güzel ve kötü kokuyu tarif etmek zorunda. Kokuyu görselliğe dönüştürmek gözle görülebilir bir hale getirmek imkansız bir şey sonuçta. Ama yönetmen bu imkansızı başarmış. Kötü kokuyu da güzel kokuyu da burnunuzla değil ama gözlerinizle rahatlıkla hissedebiliyorsunuz film boyunca.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük