perfect sense

entry32 galeri2
    30.
  1. Moralim bozuk psikolojim altüst canım sıkkın. Kafa dağıtmak için bi film izleyeyim dedim. Şöyle en güzelinden bi romantik film açıp duygusallaşmak istedim. adına kanıp bu filmi seçme gafletinde bulundum. Sonuç sabaha kadar uykusuz bir gece beni bekliyor.

    Aslında daha bi dramatize edilse güzelleşebilecek bir film. Filmde iki aşık var ama aşktan yana hiç bir his yok. Tamamen hayvanlar gibi cinsel ihtiyaçlarını gideriyorlar. Bu yüzden insanların duyularını kaybetmeleri daha ilgi çekici geldi bana.
    0 ...
  2. 29.
  3. 2011 yapımı 92 dakikalık dram/romantik/bilim-kurgu filmi, 7.1 imdb puanına sahip. baş rolleri ewan mcgregor ve eva green paylaşıyor. Türkçeye yine çok alakasız bir şekilde, "yer yüzündeki son aşk" diye tercüme edilmiştir https://galeri.uludagsozluk.com/r/1240363/+

    Yıllar önce ewan mcgregor için izlemiştim, insana bir çok duygunun kıymetini hatırlatması bakımından etkileyici bir yanı var, fakat izlemeyen de bişey kaybetmez. Kısaca ortalama bir film.
    3 ...
  4. 28.
  5. bir anathema şarkısı sayesinde* tanıştığım, klipteki güzel sahnelerden ve imdb puanından sonra duygulu bir aşk filmidir heralde diye düşünerek izlenecekler listeme aldığım filmdi. geçen gün yine aynı şarkıyı dinlerken ya neymiş bunun tam olarak konusu dedim ve konunun orijinalliğine vurulup hemen açtım filmi. zaten bir buçuk saatlik kısa bir film su gibi aktı geçti. son zamanlarda izleyip de etkisinde kaldığım ender filmlerden. psikolojimi ciddi anlamda altüst eden izlerken düşündüren ve kıyametin böyle gelmemesi için dua ettiren bir film.

    --ufak tefek spoiler içerebilir--

    konuyu çok orijinal buldum. bir distopya mı demeli kıyamet senaryosu mu yoksa sadece insanlığın genelini etkileyen bir dram mı bilemiyorum ama daha önce hiç görmediğimiz bir şey olduğu kesin. bu orijinal konunun üzerine klişe sayılabilecek ama kahramanları gönlümüzü fetheden bir aşk yerleştirilmiş. duyuyu kaybetmeden önce anlatıcıyla birlikte verilen görüntüler ve duyuların kayıpları arasındaki geçişler gerçekten mükemmel. böyle derin derin hissediyosunuz. ekşi'de yazılanları da burada yazılanları da okudum bazı arkadaşlar senaryoyu tatsız tuzsuz bulmuş, yönetmeni beğenmemiş falan ben hiç katılmıyorum o denyolara. senaryo gayet iyiydi verilmesi gereken duyguyu klişelerden ve abartıdan uzak içten bi anlatımla vermişti. yönetmen de işini gayet iyi yapmış çekimler, planlar, renkler falan çok iyiydi. ewan mcgregor'ın bisiklet sahnesi ve vapurdan indiği sahneyi özellikle çok beğendim.

    --ufak tefek spoiler içerebilir--

    daha uzun uzun yazılır ve konuşulur bu film hakkında ama yorgunluktan göz kapaklarım kendi kendine kapanmaya başladı, o yüzden bu kadar yazabildim. zaten kafam da pek yerinde değil yoksa daha neler neler vardı filmle ilgili yazacağım ama üç gündür erteleye erteleye bi çoğunu unuttum ve ortaya böyle boktan bi entry çıktı.
    uzun lafın kısası izleyin ve kendinizin farkına varın. koklayabiliyosanız, tat alabiliyosanız, duyabiliyosanız, görebiliyosanız ve özellikle dokunabiliyosanız kıymetini bilin. filmi izledikten sonra bu duyulara bakışınız değişecek emin olun buna.
    3 ...
  6. 27.
  7. izleyene bol bol empati yaptırtan güzel film.
    0 ...
  8. 26.
  9. türkçeye 'yeryüzündeki son aşk' diye çevrilip, yazık edilmiş film.. öyle aşk filmi falan beklemeyin
    onun dışında canım sıkılınca açar sardırarak izlerim, tam sonbahar filmidir.
    e geriye sadece hissetmek kaldı.
    0 ...
  10. 25.
  11. Herkes bu filmi izledikten sonra duyusuz yaşamak ne zormuş diyebilir evet zormuş ama imkansız değilmiş bunu filmi izledikten sonra göreceksiniz.
    0 ...
  12. 24.
  13. apokaliptik geleceğe özgü, insanların yine azılı bir virüs tarafından yavaşça yok edilipte, birbirlerini ya da buldukları et parçalarını yiyen bir zombiye dönüşmeden de, nasıl duyuları olmadan yaşayabileceği üzerine yazılmış, çizilmiş, yönetilmiş, kurgulanmış mükemmel film.

    arkadaşımın önerisiyle izledim filmi, ki o kadar da film gurusu diye geçinmeme rağmen filmden haberim olmamıştı açıkçası. ewan mcgregor ayrı, eva green ayrı dağladı yüreğimi.

    --spoiler--
    çoğunlukla malum çiftimizin gözünden gibi görünse de, onların tuttuğu aynada, hastanedeki insanlar, restorantta çalışanlar, araya giren siyahi kardeşlerimiz, uzakdoğulular; kısacası insan... acaba duyuları olmadan ne yapabilirdi diye düşündürmesi bile, insanın en büyük kayıplarının aslında duyularıyla bağlantılı olduğunu da gözler önüne serebiliyor. diğer taraftan da, işitme kaybına yenildikten sonra, körlük için kendilerini yavaş yavaş hazırlamaları da, içerisinde bulunduğu duruma alışma ve daha büyük felaketlere kendini hazırlama açısından, iyi düşünülmüş sahnelerdi. bir de şu var, kız arkadaşın olabilir, sevişebilirsin, tenin tenine değdiğinde, ya da dudaklarından dökülen sözler sana iletilemediğinde; - ki filmdeki sahnelerden çıkarım yapıyorum - , onu da geçtim en sevdiğin insanların, en sevdiğin yemeğin, en çok içtiğin içkinin, en sevdiğin kokunun, en sevdiğin resmin, en sevdiğin filmin; kısacası sevdiklerinin çekildiği fotoğrafın birer birer makaslanması. blindness ne kadar mükemmel bir film olursa olsun, yanında melodram dizisi gibi kalıyor zannımca. son sahnede ekran karardıktan sonra, bir sonraki durakta hangi duyumuzu ya da insani muhakeme yeteneğimizi yitirirdik diye düşündüm.

    --spoiler--

    bir de arkadaş tamamen filmin ana teması ile alakasız olarak, yine doğsam, kulak üstü kalemle, elimde tabağımın münasip yerlerini temizlediğim havlum ve, hazırladığım onlarca çocuğum olan o tabaklarla mutlu mes'ut olan bir şef olurdum herhalde.
    0 ...
  14. 23.
  15. Eva green'in enerjisiyle, tarziyla uyusmamis. Klasik salgin filmlerinden farkli islenmemis.
    0 ...
  16. 22.
  17. "yeryüzündeki son aşk" diye saçma bir şekilde türkçeye çevrilen çok farklı , güzel bir yapım. Konusuyla ve oyuncuların konuyu işleyişiylede çok orjinal bir film olmuş.
    0 ...
  18. 21.
  19. Çok farklı bir film. özgün bir düşüncesi var. -haa buraya entel entel yazdığıma bakmayın. seyrederken bazen sıkılmadım diyemem- demek istediğim, "tüm kaybedilenlere rağmen aşk devam edecek mi" gibi salt bir aşk söz konusu değil bence. (olmamalı) adını koyabilmiş değilim ama derin felsefi temelleri olduğunu düşünüyorum. zira bir yönetmen olsaydım salt yukarıda alıntıladığım cümle için film çekmezdim. en azından bu senaryoyla.
    0 ...
  20. 20.
  21. 19.
  22. "perfect sense, simple ben."
    gibi müthiş bi espri yapanlar var vallah ben yapmıyom.
    0 ...
  23. 18.
  24. üzerinden sağlam bir felsefe dersi çıkabilecek bir film.
    0 ...
  25. 17.
  26. hayatınızın kıymetini bilin filmlerinden, gayet de güzel işlenmiş eva greenin memelerine de değinmeden geçemeyeceğim.
    0 ...
  27. 16.
  28. gayet güzel ve izlenilebilir bir filmdi ama filmin türkçe ismine aldanıp aşk dolu bir film sanılmamalı.

    --spoiler--
    duyuları kaybetmeden önce yaşanan şeyler çok güzel seçilmiş bence.
    anlamsız bir keder, ardından koku alma
    kendini kontrol edemediğin ve ardından ne varsa yediğin bir andan sonra, tat alma
    öfke, kin, nefret ve sonra duyma
    ve aniden görme
    --spoiler--
    0 ...
  29. 15.
  30. insanların teker teker duyularını kaybetmesiyle olanları anlatan film. ana karakterler hala birbiriyle yiyişip mutlu olma derdindeler.
    1 ...
  31. 14.
  32. final sahnesinin ardından şu efsanevi sözlerle gönlümde taht kurmuş olan filmdir. ama bazen gereksiz şekilde uzatıldığını düşündüm filmin.

    --spoiler--
    Artık etraf karanlık. Fakat birbirlerinin nefeslerini hissediyorlar. Bilmeleri gereken her şeyi biliyorlar. Öpüşüyorlar. Birbirlerinin gözyaşlarını yanaklarında hissediyorlar. Eğer birisi onları görebiliyor olsaydı birbirlerinin suratını okşayan normal bir çift olduklarını düşünürdü. Vücutları birbirine yakın. Gözler kapalı. Etraflarında olan bitenden bihaber. Çünkü hayat öylece devam eder. Öylece...

    --spoiler--
    1 ...
  33. 13.
  34. 40 milyon yıldır insanlık dili var. Fakat bizim ilişkimizin adını koyacak bir kelime yok.
    gibi bir cümlenin kurulduğu efsanevi film.Michael ilişkilerde bağlanma sorunu yaşayan ama yemek pişirme konusunda usta olan bir şeftir. Soğuk görünümlü ama işinin ehl-i doktor Susan ise uzun zamandır özel hayatına kimseyi sokmadan, kendisini sadece işine vermiştir.

    Susan ve Michael yakınlaşırken, tüm dünyada insanların duygularını bir bir yok eden bir salgın hastalık ortaya çıkar. insanlar sevme yetilerini bir bir kaybederken Susan ve Michael'ın aşkı hayata tutunabilecek midir?

    Eva Green ve Ewan McGregor'ın baş rolleri paylaştığı dram ve hüzün dolu filmde, McGregor ile daha önce Young Adam'da çalışmış olan ingiliz yönetmen David Mackenzie'nin imzası var. Yönetmen daha önce Tutku Nehri (Young Adam) filmiyle de BAFTA'da En iyi Yönetmen ödülünü almıştı...
    0 ...
  35. 12.
  36. romantik-dram-salgın içerikli film. aşçı olasım geldi bu filmden sonra anlamadım gitti.
    0 ...
  37. 11.
  38. hayatimin okul uykudan geri kalan kisminin yuzde 80 i film izlemeye geciyo.. o yuzden film izlerken gecen zamani asla kayip olarak gormem.. fakat bu filmi bitirdikten sora partlari degistirmeleri de katarak soyle bi gecen 120 dakikama acidim..

    cunku boyle cok sey soyledigini zanneden metaforik filmlerden gina geldi bana.. yemin ederim jennifer lopezli dandik dans temali filmi buna yeglerim.. icimiz disimiz "anlam mi agir mana mi" diye konusan, deli yurek ve bilimum filmlerde kendine yer bulan "esnaf ama gecmisi karanlik agir acili filozof abi" konseptiyle doldu..

    yani duyulari kaybetmek.. yok iste kapitalist insanlarin doymazligi, birbirlerine sirlarini soyleyen acaip yakin sallamaz karakterler vs vs..

    ama biktim ben artik la.. bu filmin antidotu olarak actim pretty woman izledim.. gercek karakterleri istesem ben, aci istesem, efkarlanip icmek istesem oturur kendi halimi etrafimdaki gercek hayatlari dusunurum..

    boyle filmler, fatih akin zeki demirkubuz von trier filmleri artik bayiyo beni.. eskiden cekici bulurdum bunlari.. oturur aglardim dusunurdum uzulurdum filan.. sonra sonra herhalde insan yaslandikca filmlerdeki kurgu uzuntulere depresifliklere hali kalmiyo..

    film uzerine manitayla ya da mustakbel manitayla cevrilebilecek geyik su olacaktir : sence hangi duyumuz daha degerli hihih ? otesi bos yani..

    bi de bu filmden bi gun once von trierin melancholiasini izlemistim eherhalde ondan iyice icim almadi..

    brrr turkan sorayli filmleri ozledim ya.. bu ne keder bu ne aci birader ?

    demin tostumu yaktim.. kasar peynir butun tost makinasina yapismis tek derdim o yani su an.. bu filmler bana fazla "derin"..
    2 ...
  39. 10.
  40. çarpıldığım filmlerden. eva green etkileyici güzelliği ile filmi götürmüş. son dönemin farklı işlerinden biri olarak izlenmelidir.
    1 ...
  41. 9.
  42. Ya biraz mantıklı, sağlam senaryolu bir dram-romantik filmi olsun diyorsanız, bu film tam size göre.
    Bana den brysomme mannen filmini çokça hatırlattı.

    --spoiler--
    Filmden sonra, yüksek sesle müzik dinledim. Abur cubur yedim. Tuvalette uzun süre pisliğimi kokladım. Mutlu oldum.
    --spoiler--
    5 ...
  43. 8.
  44. insanı elindekilerinin kıymeti bilmeye yönlendirecek bir film. kademe kademe boğulduğunuzu hissediyorsunuz izledikçe. süper ötesi bir film değil ama etkili, duygusal bir film.
    0 ...
  45. 7.
  46. süper bir film.
    izleyin derim. eva green' in canlandırdığı karakterin soğukluğunda kendimi gördüm bir an.
    neyse hadi izleyin.
    0 ...
  47. 6.
  48. sağlam psikolojiyle izlenmesi gereken film.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük