perfect day

entry51 galeri0
    51.
  1. adının tersine genelde kötü günleri daha fiyakalı kötüleştirmek için dinlenilen şarkıdır. şarkıda da dediği gibi;

    you made me forget myself.
    i thought i was someone else,
    someone good.
    3 ...
  2. 50.
  3. tam arkana yaslanıp sahilde akşam üstü hafif bir meltem eşliğinde gün batımını izlerken dinlemelik bir müzik.

    https://youtu.be/QYEC4TZsy-Y
    1 ...
  4. 49.
  5. Aşık olduğum bir lou reed şarkısı hüzünlü sözler beklerken böyle sözlerle karşılacınca şaşırmıştım saf melodisiyle huzuru aynı zamanda tatlı bir melankoliyi yakalıyorsun sarhoş kafayla dinlenirken aman dikkat, basit sözlerle o sesinin naifliğinin verdiği tarifsiz duygu.
    2 ...
  6. 48.
  7. 47.
  8. bu şarkı çalarken gözleri kapatıp hayal kurmak dünyanın en güzel şeyi sanırsam.
    0 ...
  9. 46.
  10. muhteşem bir lou reed şarkısı. aynı zamanda dinlediğimde bir ferahlama, sanki yağmurdan sonra bulutların dağılmasını izleme, bir evet işte hissi veren şarkıdır. trainspotting izlemişler için ise büyük ihtimalle öncelikle film sahneleri kafada canlandırılarak dinlenilir fakat zaten bir defa dinlemek yetmeyecektir bu şarkıyı her dinleyişte farklı, mutluluk, mutsuzluk yani bütün duyguları karışık bir şekilde verebilir bu şarkı.
    0 ...
  11. 45.
  12. 44.
  13. "I thought myself someone else. Someone good" cümlesiyle vuran şarkıdır "You just keep me hanging on." arkasından geliyor tabii ki.
    0 ...
  14. 43.
  15. 95-96 yıllarıydı.şu fenerbahçe'nin ,trabzonsporla şampiyonluk için amansız bir mücadeleye giriştiği sezonda ankara lalegül'de yerin altında güneş yüzü görmeyen bir evde kalıyordum. arkadaşımın transistörlü radyosu hariç hiçbir iletişim aracının olmadığı o evde henüz futbol ateşi içimde saf bir şekilde yanıyorken ,ben de hafta sonları tuttuğum takımın maçlarını takip etmek için sigara dumanının,okey şakırtıları ve küfürlere karıştığı cine 5'li kahvelere sığınıyordum. yine bir lig maçının devre arasıydı nedense ortamda pek kimse kalmamış mıydı yoksa ses fazla mı açıktı bilmiyorum.reklamlar girdi. fonda bir şarkı çalıyordu,sahnede ise siyah beyaz görüntülerde atölyede çalışan orta yaşlı bir adam ve genç oğulları veya çırakları vardı.

    just a perfect day
    drink sangria in a park

    sonra eve yorgun argın varıyorlar ve şişkin faturalarla karşılaşıyorlar. zannedersem yayıncı kuruluşun bir reklamıydı. ses,lou reed olduğunu öğreneceğim bir şarkıcıya aitti. o an ben vuruldum. birisi kalbimin kuyusuna bir taş atmıştı. evde,okulda sonraki haftalarda kafamın içinde hep bu dinlediğim on beş saniyelik kısım tekrar tekrar dönüyor,şarkının diğer notalarının nasıl geldiğini tahmin etmeye çalışıp,kafamda eseri yoktan yazıyordum. şarkının anlattığı şeyle,müziğin vurgusu arasında bir tenakuz var. ben iyi ingilizce bilmediğim zamanlarda bu eseri zihnimde hep intihar etmek üzere olan,dünyaya veda anının nişanesi olarak bizlere mesaj bırakan adamın sözleri şeklinde tasavvur ettim. oysa şarkıda kusursuz bir günün,parlak ışıkları altında yapmak istediği ve yaptığı şeyleri anlatan bir adam var. sonraları biraz daha düşündüğümde herhangi bir çelişki kalmadı. bu şarkı belki de sonradan gelen no surprises'ın dayısıdır. yaşamanın yavaş yavaş ölmek olduğunu bilen orta yaşlı bir aziz gibi.çalışmış,mücadele etmiş.eğitiminde,işinde,aile ilişkilerinde,sanatta,aşkta bulunduğu yere kadar gelebilmiş ve bu yeri hazmetmiş,artık dünyaya düzen vermek gibi uçuk ideallerden vazgeçmiş ve içine dönmüş bir adamın yaşadığı günden aldığı küçük bir haz. tüm şeytani vesveseler sona erdi,artık ,insanların hatalarına aldırmıyor.herşeyi dervişane bir şekilde oluruna bırakma hali.kadınlar onun için bir şehvet metası olmaktan çıkmış,hala sevdiği birkaç insan yanında. gençken telaşla yanında geçerken farkına bile varmadığı o sarmaşık,akşam sefası,güzel gagalı ördek dikkatini celbediyor.yaratılıştaki sanat ve kusursuzluğa gözlerini dikmiş.kendinin de bir zamanlar genç ve güzel olduğu zamanları hatırlıyor ve şaşıyor. yaşamak güzel bir şey ve ben nefes aldığım müddetçe hala iyi bir insan olmak adına ümit vardır.belki yarın ha ? ne dersin ?
    0 ...
  16. 42.
  17. 41.
  18. dinlendiğinde trainspotting filmini hatırlatan,depresif ama bağımlı edici bir şarkı.
    1 ...
  19. 40.
  20. psikolojik duruma göre etkisi değişken olan, bir lou reed şarkısıdır. uyuşturucu bağımlısı olmak isterim zaman zaman işte o zamanlar bu şarkıyı dinler kendimi öyle hissederim. günlerce bu şarkıyı dinlediğimi bilirim. bi zaman sonra kafamda "just a perfect day" sesiyle falan uyandım. güneşlik çekili sigara dumanı ve loş ışıkla mükemmel bi ambiyans yaratarak dinlemenizi öneririm. şarkılar bazen evren değiştirtir, bir bedende çok tane kafa yaşarsınız. işte bu şarkı da o şarkılardan bir tanesi.
    0 ...
  21. 39.
  22. 38.
  23. kusursuz bir sanat eseridir ismi ile müsemma. Trainspotting fonunda dinlenmiş ise eroini deneyip de perfect day yaşamak için zor tutar insan kendini.
    0 ...
  24. 37.
  25. sangria eşliğinde süper giden şarkı. ekle güzel anılar.
    0 ...
  26. 36.
  27. --spoiler--
    Oh, işte ne mükemmel bir gün
    Seninle geçirdiğime memnunum
    işte ne mükemmel bir gün
    Beni ayakta tutuyorsun
    Beni ayakta tutuyorsun

    Kusursuz bir gün işte
    Tüm sorunlar bir yana atılmış
    Başbaşa haftasonu tatilcileri
    Ne keyif.
    Kusursuz bir gün işte
    Bana kendimi unutturdun
    Başka biri sandım kendimi
    iyi biri
    --spoiler--

    (bkz: lou reed)
    2 ...
  28. 35.
  29. sevgiliyle geçirilen son mutlu günü aklına getirir.
    eski günleri yad eden bir veda parçasıdır nezdimde.
    0 ...
  30. 34.
  31. ilk kez trainspotting filminin içinde dinlediyseniz, normalde dinlerken de sizde çok farklı duygular uyandıran şarkıdır.
    1 ...
  32. 33.
  33. insanı küçülttükçe küçültür bu parça, minnacık olursunuz, insanlara aşağıdan bakarsınız. sarhoşken dinlenmesi gerçekten tehlikeli sayılı şarkılardan biridir.
    0 ...
  34. 32.
  35. françois ozon'un "time to leave" adlı muhteşem filminde de kullanılmıştı bu şarkı, filmdeki kahramanımızın hikayesini iyi bir şekilde tamamlıyordu. http://www.imdb.com/video/screenplay/vi1476264217/
    0 ...
  36. 31.
  37. bir de pavarotti&friends'in birlikte yorumladığı haliyle dinlenmelidir. normalinden biraz daha baharatlı ve biraz daha zengindir. lou reed'in şarkıyı bu kadar soft yorumlamasının altında akıcı olması gibi bir neden yatıyor tahminimce, yoksa müziğe son derece hakimdirler. ayrıca parça öyle sağlam bir besteye sahip ki, farklı şekillerde yorumlansa bile özünü kaybetmiyor.
    1 ...
  38. 30.
  39. just a perfect day,
    drink sangria in the park,
    and then later, when it gets dark,
    we go home.
    just a perfect day,
    feed animals in the zoo
    then later, a movie, too,
    and then home.

    oh it's such a perfect day,
    i'm glad i spent it with you.
    oh such a perfect day,
    you just keep me hanging on,
    you just keep me hanging on.

    just a perfect day,
    problems all left alone,
    weekenders on our own.
    it's such fun.
    just a perfect day,
    you made me forget myself.
    i thought i was someone else,
    someone good.

    oh it's such a perfect day,
    i'm glad i spent it with you.
    oh such a perfect day,
    you just keep me hanging on,
    you just keep me hanging on.

    you're going to reap just what you sow,
    you're going to reap just what you sow,
    you're going to reap just what you sow,
    you're going to reap just what you sow...
    0 ...
  40. 29.
  41. o kadar datlı bir yalandır ki, inanasım gelir.
    kalır bazen, gider en çok.
    0 ...
  42. 28.
  43. harika parçadır, kendi içinde bir tutarlılık, huzur gösterir..

    kırmızı halının içine gömülen mark renton imgesiyle birleşir, akar gider. süperdir.
    0 ...
  44. 27.
  45. Dinlerken başka hiç bir işle uğraşılmaması gereken şarkıdır. Hatta, hareketsizce yatılmalıdır, şarkının damarlarınızda dolaştığını hissedeceksiniz.

    (bkz: trainspotting)
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük