trainspotting te ewan uzun bir aradan sonra eroin alıp bayginlik gecirdigi sirada gecip insanin icini geciren sarkidir. lou reed den baska bbcnin katkilariyla bono, elton john, david bowie, brett anderson, tom jones tarafindan soylenen asmis bir versiyonu daha vardir. ayni soundtrackta bulunan diger asmis parcalar icin;
(bkz: born slippy)
(bkz: choose life)
kötü geçen günün ardından dinlendiğinde, kötüyü bir an olsun unutmamızı sağlayan, moral veren güzel şarkı. bu şarkıyı dinleyipte
oh it's such a perfect day,
i'm glad i spent it with you.
oh such a perfect day,
you just keep me hanging on,
you just keep me hanging on.
diye bağırmamak mümkün mü?
edit: unutmuşum bu şarkı ayrıca le temps qui reste*filminin tanıtımında kullanılmıştır. ayrıca çok yakışmış.
hayat bir fragman gibi geçerken gözlerin önünden acısıyla, tatlısıyla fonda çalan şarkıdır muhtemelen. bazı bazı hüzünlendirir çokça güldürür. şarkının sonunda you re going to reap just what you sow der lou reed ve boğazı düğümler. öyle ya ne ekersek onu biçiyoruz hep.
sevgiliyle geçirilen güzel birgünden sonra dinlenildiğinde daha bi derinlere daldıran dünyanın en güzel şarkılarından... uyuşturucuya yazılmış diyolar, o da olur.
bir velvet underground ve lou reed fanatiği olarak dinlemeye tek tahammül edilemez lou şarkısıdır nezdimde.. tıpkı king crimson'un her yarattığı notaya hayran olunmasına rağmen, epitaph'ı duyunca kusma isteği duymak gibidir bu durum..
sonuç : perfect day, lou reed'in perfect olmayan şarkısıdır..