yıkanmış ve takılacak olan perde sayısının birden fazla olması ve baş ağrısı, boyun ağrısı, kol ağrısının da buna paralel artması demek. en iyi yöntem, perdelerin ara ara ve teker teker yıkanması. evinde uzun boylu aile bireyi olanlar da bu konuda şanslılar.
bir an önce bitmesi için hakk teala'ya yalvarırsın, yalvarırsın, yalvarırsın... neticede kolun tükenir, gözlerin kamaşır, boynun kopma noktasına gelir ve dudaktan dökülen şu iki kelime, olayın bütün vehametini anlatır düzeydedir:
"yeter amk."
kadın işi gerektirsede, ciddi bir kol gücü gerektiriyor. bir yerden sonra kolumda güç kalmıyor ve bu bana baş dönmesi olarak geri dönüş yapıyor. serotonin etkisi azalıyor ve gerilmeye başlıyorsun. gerildikçe o perdenin içinde boğulup kalıyorsun.
babam uğraşmayacağı ve annem de merdivene çıkmaktan korktuğu için el kadar boyumla , merdivenin son noktasında dahi parmak ucuma çıkmak zorunda kaldığım eylemdir. az beyincik geliştirmedim yani. bir de bence dikkat dağınıklığı ve öfke kontrolü tedavilerinde kullanılabilir çünkü bir tokayı yanlış yere taksanız ya da unutsanız oyun biter . ha buna sabrınız yoksa da öyle yamukça bırakacaksanız, baktığınız zaman obsesyonu bile tedavi eder bir nebze bu eylem aslında. bir de stop tokası unutulmamalıdır. ay perdeyi taktım çok güzel leyleyley, diye sallayacakken tıkır tıkır tıkır bir orkestra çalışmasıyla emeğiniz boşa gider.
annelerin kendinden uzun olan çocuklarına kirlenmeyi en çok sevdikleri iştir, el kirişe çarpar, göze küçük tozlar girer, tırnak kırılır, o tepede kısıtlı hareketlerle annenim getireceği bekçi düğme beklenir.
yorulmasını falan artık önemsemediğim lakin daha bi kere tek seferde yapamadığım hede. ya yanlış sıraya takıyorum, ya ters oluyor**. insanın anne olup arkadan puhaaaa diye gülesi geliyo. evlat acısı gibi lan.