perdenin ya da takılan tülün altında, onu iyiden iyiye ağırlaştıran dantel, güpur herneyse, bir de o varsa derin derin nefes almaya ve sakin olup geri çıkarmaya başlarsınız. hem boynunuz ağrımıştır, hem kolunuz.
perdeye asılıp yere sallanmayı isteten durumdur. zaten uzanmaktan kol kasları kopmaya yüz tutmuştur. alttaki sandalye + yastık üzerinde durma çabası da işin can sıkan tarafı. e bi de korniş atladıysan vay haline.. asıl ulan yırtılsın lanet perde!
o an içinizin hüzün ve çaresizlikle dolduğunu hissedersiniz. zira; korniş kaçağı perdenin taktığınız kısmının en başlarındaysa, tekrar çıkarıp takmak bir hayli yorar insanı.kolunuz uyuşur, çıktığınız sandalyenin ya da merdivenin tepesinden düşme olasılığınız da cabası.
dunyanizin kararmasina yol acan hissiyat. her sey bitmistir artik, daha 1 dakika once hayat dolu, gelecekten umutlu biriyken simdi gecmisiniz bir film seridi gibi gozunuzun onunden gecmektedir. hayatinizin hatasini yapmistirsiniz...geri donus, sifirdan baslamak, yeni bir sans... demir almak zamani gelmistir artik bu limandan...iki olsun bir daha kornis alirsam pazardan... *
duyguları anlatmak için küfür dağarcığının yetersiz kaldığı andır. hele birde anne durumu farkettiyse kopmak üzere olan kol istemeye istemeye tek tek geri çıkarır kornişleri o an evlat acısı gibi koyar insana. operasyon bittiğinde salak bir mutlulukla karışık acaba perdeler bir daha ne zaman yıkanacak sorusu sorulur ve bilgisayarın başına tekrar geçilir.
uğraşmak istemeyenler için;
(bkz: stor perde)
(bkz: jaluzi)
zaten mantar gibi boyunuzla zar zor taktığınız, takarkende küfürdeki yaratıcılığınızı ortaya koyduğunuz ve tam bitti derken, hem de tam ortadaki kornişin malak gibi size sırıtması..