bir bira markası.dün gittiğim bir kafede efese ucuz alternatif olarak sunulmuştu.içimi rahat.tadı biraz tekel birasına benziyor.ısınınca çekilmez oluyor ama.
pera yunanca karşı yaka veya öte anlamına gelir.buradaki yerleşim bizans'ın bir parçasıydı ve bizans da şimdiki paris gibi birtakım ''arrondisement''lara bölünmüş olduğundan galata konstantinopolis'in XIII.mahallesiydi.buranın bilinen ilk adı incirlik adına gelen ''sykai''dir.galata'nın etimolojisi ise hala çözülememiştir.galatealılar'dan yada burada mandıralar olduğu için süt anlamını veren galaktos'tan geldiğini düşünenler var.ayrıca cenova kentinde de bir galata semti olduğunu biliyoruz.bizansın bir mahallesi olmakla birlikte tarihi önemini ceneviz kolonisi olarak kazandı.bu bakımdan pera adının simgesel bir önemi ve anlamı vardır;çünkü pera tarihi boyunca istanbul'da tam da istanbullu olmayan bir şeyi ya da şeyleri temsil etmiştir.istanbul'un coğrafi konumu ona doğu ve batının akdeniz arasında bir geçiş yeri olmak gibi alınyazısı kazandırmıştı.işte bu batı akdenizin istanbulda ayağı bastığı yer 14.yüzyıldan itibaren galata ve pera idi.bu bakımdan yalnız haliç'in karşı yakası değil sanki bütün kültürel dünyanın öte'si anlamına geliyordu.şehir osmanlıların eline geçtikten sonra da bu durum değişmedi.osmanlılar sur içindeki birkaç latin-katolik kilisesini karşı yakaya gönderdiler.batıdaki devletlerle(önce batı akdeniz sonra atlantik ve kuzey ülkeleri)diplomatik ilişkiler geliştikte o devletlerle pera'da toprak bağışlandı,onlar da elçilik binalarını burada inşa ettiler.zamanla bu elçilikler çevresinde küçük koloniler gelişti;ticaretle uğraşanlar,dini kurumlar,eğitim kurumları vb...derken batı'da sanayi devriminin patlamasıyla birlikte dünyada batı'nın belirleyici rolu görülmedik derecede arttı,güçler dengesi batı lehine aynı ölçüde değişti.hayatın standartlarını ve biçimlerini artık batı kararlaştırıyordu.dolayısıyla 19.yüzyıldan başlayarak pera imparatorluğun gümrük kapısı haline geldi.yalnızca malların geldiği gümrük değil ingilizcedeki ''customs''kelimesinin öbür anlamıyla adetlerin de geldiği kapı.böylece modern hayatımızdaki birçok ilk türkiyeye buradan gelid ve buradan yayıldı.örneğin ilk kuru temizlemeci ilk havana purolar ilk kafe şantan ilk cenaze levazımcısı gibi..
2008 yılının ortalarında Gökhan MANDIR ve Hakan ÜNALAN, o yıllarda beraber çaldıkları grubun dağılmasıyla birlikte yola iki kişi olarak devam ederler. Beyoğlu'nun eski adı olan Pera'nın, duyum olarak kulaklarına hoş gelmesi ve nötr tavrının müziklerini kısıtlamayacak olması sebebiyle gruba bu ismi verirler. PERA'nın Ankara'lı bir grup olmasına rağmen istanbul ile özdeşleşmiş bir ismi tercih etmesi başlarda bir çok eleştri almıştır; fakat, grup her zaman "ismilerin kişilere değil kişilerin isimlere anlam kattığı" fikrini benimsemiştir.
Müziğinde alternatif rock ve hardcore yapısı barındıran grup, şarkı sözlerinde de bu türlerin taşıdığı genel tavrı koruyarak oluşturduğu besteleri kaydetme kararı almıştır. Parçaların söylemleri sebebiyle de sosyal sorumluluk sahibi organizasyonlarda bir çok kez yer almışlardır.
Bu süre zarfında bir çok müzisyenle çalışan PERA, 2010 yılında başladıkları kayıtlar sırasında - aynı zamanda albümün prodüktörlüğünü üstlenen, Crossfire'dan Kaya SEViNÇ'in de gruba dahil olmasıyla birlikte bu albümün kayıtlarını 2011 yılı içerisinde tamamladı. ilk albümlerine, herkesin içten içe daha güzel bir dünya arayışı içinde olduğunu düşünerek "Bir Başka Dünya" ismini verdi.
Bir yandan da Türkiye'nin çeşitli illerinde ve üniversite festivallerinde sahne alan PERA, 12 şarkının yer aldığı "Bir Başka Dünya" isimli albümünü Çimen's etiketiyle 27.04.2012 tarihinde müzik severlerle buluşturmuştur.
Gökhan MANDIR: Gitar/Vokal
Hakan ÜNALAN : Davul
Kaya SEViNÇ : Gitar
Arın Belenlioğlu: Bas Gitar
Albüm lansman perfonmansını izleyen biri olarak bu grupta iş var diyebilirim. Sahnedeyken sergiledikleri performans olsun, seyircilere verdiği enerji olsun takdirimi kazandılar. Seyirci kitlesi Duman seyirci kitlesiyle benzer olacaktır.
ilk kliplerini de aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz efendim. Klibin sonunda görünen Janset gerçekten hoş bir sürpriz olmuş.