insan sevdiğini hiç üzer mi? diye sorarak insanları düşünmeye sevk etmiştir. filozof gibi karakterdir kendisi.
düşünüyorum düşünüyorum bulamıyorum. insan sevdiğini hiç üzer mi lan.
Metrobüs duraklarında iki liraya satılan pepee, kardeşi, bi de dişi pepenin bez bebekleri. Barbie'nin karşısına çıkara çıkara Pepee'yi çıkardık ya gam yemem artık.
hem sosyal mesaj verebilen hem de eğlendirebilen çizgi filmlerin yapılabileceğini öğrenmemiz. ki caillo lösemi hastası bir çocuğun yaşama sevincini anlatıyor.
bazı ahmakların akıl yaşlarını ortaya çıkarmak. 0-6 yaş grubuna hitap eden boktan bir animasyonu oturup ciddi ciddi izleyen eşek kadar insanlar var. tamam, merak edip izleyenler veya dalga geçenleri tenzih ederim. ama izledikten sonraki yorum "ay pepee çok sevimliiee... kıyamam çok yazıık :/..." oluyorsa vay halimize. sizden doğacak gelecek nesillerin vay haline.
pepee turkiye'ye cok sey katti. biz kedi-fare kovalamacalariyla buyuduk.
pepee okul oncesi cocuklar icin cok egitici bir cizgi dizi. ufacik cocuklar onunla hem egleniyor hem sayilari, renkleri, turk kulturunu, sutlaci, karnabahar yemegi ogreniyor.
pepee oyuncaklari da cikmis, hastasi oldu buyun cocuklar.
ayse hanimi ve emegi gecen herkesi tebrik etmek gerekir.. ulkemiz adina buyuk ve guzel bir adimdir.
türklerin güzel çizgi filmler ve animasyonlar yapabildiğini öğrendik. dans etmenin sadece empoze edilenler olmadığını, çok güzel folklor oyunlarımızın olduğunu hatırladık. geniş ailede yaşamanın güzelliğini gördük.