tüm sevdiklerinizden uzaktasınızdır. bir kış gecesi pencereden dışarı baktığınızda yağan karla birleşir bu türkü. döner de durur aklınızda. ağlatır, gurbetlik tak eder canınıza. hayata farklı bakma sebebidir bu türkü.
derin derin düşündüren, düşündükçe zihni bulandıran, bulandıkça içme isteği uyandıran türkü. ne güzel sözlerdir, o ne güzel bir enstruman çalınmasıdır, erkan uğur ne kadar içten yorumlamıştır. sağ ise anneniz ölüm anı aklınıza gelebilir, gurbetteyseniz gecenin 2 sinde annenizin sesini duymak istersiniz. sevgilinizin sizi terketmiş olmasıda pskoloji bozukluğuna tuz biber olur. ama helal olsun erkan uğur a , bu mükemmel parça sigara gibi bağımlılık yapıyor vve sigaranın ciğeri etkilediği gibi ruhumuzu etkiliyor, nefesimizi daraltıp, kalbimizi sıkıştırıyor. soğuk soğuk terleyip, vücudun acısını gözlerden yaş olarak çıkarmamak elde değil.
iç muhasebe yaptıran, bir burukluğu içinizin tam ortasına oturtan, nefesinizi alıp vermeniz esnasında bile binlerce şeyi düşündüren, evde odandayken bile diğer oda da insanlara hasret duyduran şarkı.
ilk dinlediğimde erkan oğur olduğuna inanamadığım muhteşem eser. öyle güzel yorumlamış ki kim bu güzel sesli kadın demiştim. lakin erkan hocadan sonra bir kez olsun müzeyyen senar'dan dinlemek farzdır.
en sevdiğim türkü olmasıyla birlikte annemin
beni özlediğinde dinlediğini öğrendiğim türküdür.
erkan oğur dan başkasından da dinlemez ben de dinlemem çünkü.
4 aydir memleketine gidememis, ailesinden, sevdiceginden uzak kalmis, ustune de ezel i izlemis birisi olarak; kaldiramadigim turkudur. oldugum yerde yigilip kaldim adeta. erkan ogur a sarilip aglarim sabaha kadar...
ayrica; derdi, sikintisi olan dinlemesin kesinlikle....
gurbettesindir, annen yanında değildir. ''yar''in olamamış sevdiğin zaten yoktur. bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de erkan oğur un o ''ağlatacağım arkadaş, çıkar yolun yok'' dyen sesiyle tüm bunları sana hatırlatması gerçekten can yakar. hiçbirşey üzmese o duduğun ah eder gibi inlemesi, bu ne biçim zalım yaraymış aman annem dizesinin tınısı üzer, çok ağlatır vesselam.
Saat gecenin bir yarısıdır. Gurbete yeni gelmişsinizdir. Huyunu, suyunu ,havasını bilmediğiniz soğuk bir yerdir geldiğiniz yer. Perdeyi aralarsınız etraf bembeyazdır. Halbuki alışık değilsinizdir böylesine. Birden aklınıza gelir bu türkü açarsınız. Dinlerken dışarı bembeyaz çevreye bakarsınız. Kalbinizin ortasına sanki bir bıçak saplanır. Sevdiğinize ana babanıza bir sarılasınız gelir sarılamazsınız. Sarılabileceğiniz tek şey birlikte çekilmiş bir kare fotograftır. Sigara içmeseniz de bir sigara bulur yakarsınız. Bu sırada gözlerinizden 2 damla yaş süzülmüştür bile.
ilk duyduğumda bana "oberey, bu ne lan!" tepkisi verdirmiş olan türkü. böyle boş boş uzaklara bakıyorsun, evindeyken bile gurbet acısı çekiyorsun. o derece çarpıyor adamı.
yazın cehennem sıcağında insanı titreten, yürekleri dağlayan bir türkü. erkan oğur yorumunda; erkan oğur'un ne kadar içten, duygularını katarak söylediği aşikardır.
bu nasıl zalim yaraymış aman annem
beni senden ayırdılar aman annem
beni yardan ayırdılar ben öleyim
ne zaman kar yağsa annemin pencerenin perdesini aralayarak usul usul söylediği, ve ona bakarken bir gün o bir daha hiç olmayacak diye düşünmeme sebep olup gözlerimi yaşartan türküdür.
sakin, sessiz, içine kapanık, biraz da durgun bir akşam.
sırf inat olsun diye göz kapaklarına uyku ile vedalaşılmış bir gece.
sınırın çok ucuna gitmiş bir zihin, düşünce.
içten içe, can çeken, kan çeken tek cümle:
pencereden kar geliyor.
dinlemek bile gerekmiyor artık hissettidiklerini yaşamak için, bu tek cümleyi hatırlamak yetiyor bütün vücudun titremesine. pencereden kar geliyor. özellerin en özeli...