boş başlı saatler ve uyku nereye gitti geceleri için iyiki var olandır. halini muhal bulanların ve bekleyiş sahiplerinin uğrak yeridir civarı. dört duvar kaçkınlarının ufka firar tünelidir ki insan gözünün baktığı aklının uzandığı yerde yaşar biraz. * duvarlar konuşmaz pencereler konuşur her lisanı. her bakanın gözüne ilişecek bir şey bulunur pencereden ya da gönlüne ilişmişlere diker gözlerini bakanlar. buluşma yerine kalkan otobüs gibidir pencereler ki her bakış kesişir ufukta. yalnızlık hissedenler kendini ıssızlıkta görenlerin ona sokuldukça geçer bu halleri nebze nebze. umutların en yoğunlaştığı yer olur pencereler. fikirler belirir akıllarda çıkmaz yolların çıkışı görülür. kainatı gösterir pancereler. kainatta her yolun bir çıkışı vardır. beklenenlerin ilk belirdiği yerdir pencere...
ilhan irem'in 1983'te çıkardığı ve 2000'de uçuk mavi pencere adıyla ve yeni bir kapakla yeniden basılan albümü. bu uzunçaların iç kapağı, supertramp'in 1974'te çıkardığı Crime of the Century uzunçalarının kapağından esinlenmiştir. bu da ispatları:
Albümün kapağındaki kişiler, albüme emeği geçmiş bazı insanlarla,ilhan irem'in o zamanki dostlarıdır. ilhan irem'in önünde oturan gözlüklü şahıs, "Pencere" albümünün aranjörü Melih Kibar. En sağdaki bordo kazaklı sakallı olan, albümün kayıtlarını ve miksajlarını yapan ihsan Apça. ihsan Apça'nın solunda pipo içen sakallı kişi,albüm arka kapağında (Müneccimbaşı) olarak tanıtılan,albüme herhangi bir katkıda bulunmadığı halde, kompozisyon gereği orada bulunan Engin Noyan. En solda, Engin Noyan'ın eski eşi Eser Noyan. Son olarak onun sağında gülen hanım, Melih Kibar'ın eşi Ethel Kibar'dır. Bence, "Pencere"nin kapağında, yüksekçe bir yerden dostlarına bakan ilhan irem'in yüzündeki ifade,albümün anafikri gibidir.
Unutmadan iki not daha:
1.Pencerenin dışında,sisler arasından camı tıklatan yaratık,albümün o zamanki simgesi olarak, tüm ilhan irem konserlerinde müzisyenlerin yanında sahnede oturan, uzaylı ziyaretçi "Tinkata Tunkata" imiş. Plastik makyaj sanatçısı Corci, kafaya geçirilen bu maskı,"Pencere" albümünün kapak fotoğrafı için iki ayda hazırlamış.
2.Eksi beş derecede,yeşile boyanmış çıplak vücuduna bu maskı takıp,pencerenin dışında bu kapak fotografı için saatlerce poz veren kişi de, ilhan irem'in o yıllardaki asistanı Abdullah Baykal'mış.
"Pencere" Long Play'inin tüm kapak tasarımı ilhan irem tarafından hazırlanmış. "Pencere" albümünün arka kapağındaki fotografta ilhan irem'in yüzü,ölümü çağrıştırması için,özellikle beyazlatılmış ve ilhan irem'in arkasında belli belirsiz görünen siyah nesne, dikine duran bir hıristiyan tabutuymuş!
aslında hayata baktığımız ikinci göz.
her yerdeler pencereler.
her dört duvarın bir solukluk yeri.
bazen güzel bir kamuflaj, dışarıda olup biteni görmek için.
bazende bir sırdaş , arkadaş ,çıkılamayan dört duvardan hayatla üç beş laflamak için...
insanın tüylerini diken, diken edecek nitelikte çarpıcı dizelere sahip, eksiksiz bir yılmaz erdoğan şiiri.
pencerem
boş bahçesine bakar gri bir lisenin
içimde servislere dağılır çocuklar
ve yürüyerek bitirir okulu
küçük esnafın çilli çocukları
pencerem on yıl öncesine bakar
müfredat dışı sevmeler içindir lise yılları
veya kötü şarkılar
ne zaman ıslak bir aşk düşünsem
içime saçların düşer
bir iç'e bir saç nasıl düşer bilmem
bilsem zaten şiir yazmam
açık konuşma benimle
penceredeyim
ağzında gevele sözcükleri
söz sanatlarından devşir gülmelerini
yalnızım, cenderedeyim
pencerem ağzıma bakar
ne zaman karlı bir akşam düşünsem
içime kırağın düşer
bir iç'e bir kırağı nasıl düşer bilmem
bilsem zaten şiir yazmam
suda yürüyebiliyordum bir aralık
her faninin kendi mucizesi vardır
kendini şaşırtır en azından,
herkes biraz elçisidir tanrının
ne zaman ölümcül bir aşk düşünsem
içime allahın düşer
bir iç'e bir allah nasıl düşer bilmem
bilsem zaten şiir yazmam
sıcak havalarda akşamları açılmaması gerekir. açınca sinek, kelebek vs girer eve. inat edip açılacaksa da allah rızası için biri o pervaza sineklik taksın!
evlerin duvarlarına açılan kare veya dikdörtgen oyuklara yerleştiren ana maddesi cam olan ev gereci. amacı: haşeratlardan evi korumak.
evin iç tarafına pencerenin yan tarafına takılana verilen ad ise: (bkz: perde).
bu adam (ogün sanlısoy) bu şarkıyı öyle bir çalıyor, öyle bir söylüyor ki sahnede canlı canlı..
insanın yıllar yılı en olmayacak insanlarda o'nu arayıp bulamayan ruhunu ateşe veriyor, yine de en alakasız adamlarda gerzekçe o'nu aramaya devam eden kalbini duvardan duvara vurup parçalıyor, kanlar içinde bırakıp bir köşeye atıyor adam resmen.
uzun yıllar boyunca unutulmaya çabalanan, hafife almaya çalışılıp da bir türlü becerilemeyen bilmem kaç yüz bin tane anıyla dolu beynini, evet evet doğrudan doğruya kendi beynini patlatma isteği uyandırıyor insanda bu şarkıyı sahnede söyleyen ses.
--spoiler--
baktım olmaz seyre daldım, anılardan bir tomardım.
çok yoruldum, çok daraldım, penceremden gir içeri.
--spoiler--
belirsizliklerle dolu bir iç dünyayla savaşmaktan bitap düşmüş, yıllardır 'o'na dönmek veya dönmemek' ikileminin daracık sokağında sıkışıp kalmış bir bünyenin böğrüne böğrüne saplıyor bıçağı hiç acımadan.
alkolün akışını hızlandırıyor vücutta bu şarkıyı sahibinden, canlı canlı dinlemek. kan akmasın, 'alkol' aksın istiyor insan damarlarında şarkının sonlarına doğru.
'öyle çok yoruldum, öyle çok daraldım ki.. o gelse, penceremden bi girse içeri, bi kendimden geçirse beni..' diye sayıklarken buluyor kendini insan şarkı biterken..