farklı renklere gönül vermiş olsak da, hayata farklı gözlüklerle bakıyor olsak da bazı ortak değerlerimizin olduğunu öğrendiğim, özel mesaj vasıtasıyla da muhabbet insanı olduğuna kanaat getirdiğim güzide yazar, en kalbi duygularla selam ederim kendisine..
dostlugu kiymetli muhabbeti lezzetli olup, sari kirmizi formanin yakistigi guzide arkadas. körü körüne taraftarlik degil, yürekten baglilik gösterir. ilginc ve güzel tespitler yapan, kalemi kuvvetli, forvet hattinin aranan yetenekli sahsidir. lakin son zamanlarda yasadigi sakatliklar futbol maclarindan uzak kalmasina neden olmus 5.nesil yazardir, kadim dosttur.
tez zamanda iyilesmesi umidiyle selam edilir.
bir romanda okumuştum, yanılmıyorsam hakan günday'ın zargana'sıydı; kahraman pencere camının buğusuna yazı yazmaktan hoşlanıyordu ama bunun başka insanların nefeslerinden oluştuğunu öğrenince bir daha asla dokunmuyordu buğuya.
ilk resim çalışmalarımızı yaptığımız yerdi. genellikle bir kız çizilirdi. saçları omzunda kıvrılan yukarıya doğru. sobadaki çaydanlık sayesinde oluşurdu buğu.
2 gün önce oynanan derbinin ardından bi hışımla girdiği sözlükten çaylak olarak çıkmış fanatik galatasaraylı yazar.
adamın yazıları gazetelerde yayınlanıyor lan, sözlük kaybedicek bu potansiyeli bak sayın mod.*
not: daha beter ol, entrylerine seoviler dadansın lan.
böyle durumlarda insanoğlu eline içine sıcak bir şey doldurulmuş kupasını alır, battaniyesine sarılır dışarıyı izler .
Dısarıdan da ne kadar tatlı gözüktüğünü düşünür ve kupasıdan yudumlarını yavas yavas alır ki olası bir tanıdık geçme durumunda şu ruhsal durumunun dısarıdan gözükmesini ister. yoksa o battaniye kupa buğulu cam falan sadece bir dekordur.