Havaların ısınmasıyla birlikte başlayan mevsimsel harekettir.
Yalnız alt katlarda oturanlar için bu durum risklidir. Gece pencereden tırmanan birinin içeriye girmesi gayet olasıdır.
Hele ki bu adam; ırz düşmanı biriyse mışıl mışıl uyurken üzerinize atlayabilir.
Siz uyku sersemi ne olduğunu bile anlamadan arkanıza haşırt diye geçiverirler.
Ben bu yüzden yazın pencereyi hep dikey olarak açık bırakırım.
Özellikle yazın gelmesi ile yapılan bir nevi zorunlu bir olaydır. insanı sıcaktan kurtarsa da her tarafının sinek ısırıklarıyla dolmasına da sebep olabilir. Yine de -özellikle sıcak bölgelerde yaşayanlar için- bu kurtuluş için küçük bir bedeldir.
Altıncı katta uyurken içeri yarasa girmesiyle sonuçlanmıştır. Üç kız sadece üstümüzü örtüp gitmesini bekledik.
Uykudan öyle bir uyandırdı ki insafsız bu kadar dehşete kapıldığımı hatırlamıyorum.
genellikle sıcaktan yapanlar çoğunlukta ama yeterli ve sağlıklı yalıtım yapılmayan, iklim atmosfer sıcaklık ortalaması değişikliği ve güneşten gelen uv ışıklar başta olmak üzere artan sıcaklık ile klasik yalıtım malzemeleri binalarda yetersiz kalmaktadır.
bir de büyük camlar ve evi güneş gören cepheden seçmek (artık bu ısınma derdinde olup 3-5 kuruş doğalgaz parası yüzünden evim güney cephesi olsun demek aptallık oldu)odaları mikrodalga fırına çeviriyor.
hele ki güneşi akşama kadar gören ev bir de klima varsa ve doğru kullanılmıyor eski teknoloji ise ortaya çıkan ısı değişimiyle gece sauna hamam kadar nem ölçüsüne ulaşıyor. bu sırada klimaların solunum yollarına yaptığı etkiyi kronik rahatsızlıklara yol açmasına değinmeye gerek yok.
Hatay iskenderun'da acemi birliğinde iken geceleyin yaptığımız eylem. Şubat ayında bile oldukça sıcaktı hava. (Koğuştaki termometre 20 derecenin altında olmuyordu yani) Ter içinde kalkıyordum yataktan, evet.