Normalde taraftarın tepkisine ve kaçıran futbolcuyu ağır eleştirmelerine yol açacak bir talihsizlik. Ama sahada penaltı noktasından kaleye bakılınca durum hiç de göründüğü gibi değil. Eğer ki o kalede boyu neredeyse iki metreyi bulan bir kaleci duruyorsa o dana kadar kale göze küçücük gelmeye başlar. Futbolcu profesyonel bile olsa sonuç olarak bu penaltıyı kaçırabiliyor. italyan milli futbolcu gianfranco zola dünya kupası elemelerinde penaltı kaçırmış, ülkesi elenmiş ve ülkesine dönüşte havalimanında penaltıyı niye atamadığını tepkili bir şekilde soran gazeteciye " kolaysa git sen at" yanıtını vermişti.
şüphesiz ki yüzde 60 oranında penaltıyı atan tipin laubaliliği yüzünden kaçmaktadır. kalan yüzde 40 da kalecinin mahareti ve şans faktörü. kaleci ne yaparsa yapsın penaltıyı atan adam düzgün bir vuruş yaparsa kaleci köşeyi tahmin etse bile o topu çok zor çıkartır. bazı artisler top daha ağlara gitmeden sevinmek için koşmanın hesabını yapınca top yeterince köşeye gitmiyor kalecide tokatlıyor topu.
Eskiden lunaparklarda şut çekme bölümü vardı. Gerçek amatör kaleciye penaltıdan gol atmanız gerekiyordu. Şunu söyleyeyim çok zor. Ulan koca kale her türlü atarım diyorsun bana olmuyor.
1994 dünya kupası finallerinde los angeles'ta oynanan brezilya-italya karşılaşmasının hiç unutulmayacak olayıdır.
ki bu olayın kahramanı italyan futbolcu denince ilk akla gelenlerdendir.
kendisi endüstriyel futbolun, futbola ilk girdiği anlardaki insan olup endüstri falan anlamam zaten söylüyemeyorum o kelimeyi deyip o işlerden pek anlamadığını ve de şimdilerde kendini hayır işlerine adamış bana göre hayatımda gördüğüm en iyi futbolculardan biridir: roberto baggio!
kimilerine göre kariyeri o maçtaki penaltıyı kaçırmasıyla bitmiş ya da en azından 0'a kadar inmiş bir futbolcu olarak görülse de bence kesinlikle böyle değildir.
lakin, eğer öyle olmuş olsaydı baggio futbolu bıraktığında binlerce hayranı hüngür hüngür ağlamazdı.
penaltı kaçırmak dünyanın en zor işi değildir; şu güne kadar belki milyon tane topçu kaçırmıştır penaltı.
ama bence hepsinin kaçırdığı penaltının önemi ve de etkisi baggio'nun kaçırdığı kadar olamaz. ister kümülatif toplam deyin isterse basit toplam!
velhasıl kelam şu dünyada en güzel sevinçlerden biri de hakemin penaltı noktasını göstermesidir. (tabi penaltıyı kazanan açısından)
zira hakem o an o noktayı gösterdiğinde bütün tarafrarlar en az gol atmış kadar sevinirler.
eğer ki baggio gibi bir adamsanız ve final oynuyorsanız sizden beklentiler çok yüksek olduğunda o penaltıyı kaçırmamalısınız.
kaçırdı diye de karizması yıldızlığı falan bitmedi bitmezde!
eğer uluslararası turnuva maçında yaşandıysa, beraberinde çok büyük bir kahır getiren durumdur. çıt çıkmaz, onbinler ayaktadır. son oyuncu penaltı noktasına doğru yavaş yavaş gelir. artık ya rezil ya vezir olma vaktidir. tek bir vuruş; insanları ya sevince boğacak ya da umutlarını yıkacaktır. vuruşu yapacak oyuncu şöyle bir elleri arasında evirir çevirir topu. ardından beyaz noktaya koyar, ve kendinden emin, vakur bir tavırla birkaç adım geri gider. ellerini belinin arasına koyar, hakemden onayı alır ve vuruşu yapar. ama top kaleden içeri girmez.
yıkar adamı, derbeder yapar o an için. onca emeğin, onca uğraşın tek bir hareketle heba olmasıdır. akabinde sinir krizinden ağlayan bir futbolcu ve onu teskin eden takım arkadaşları.
roberto baggio'nun 1994 dünya kupası finalinde brezilya'ya karşı kaçırdığı penaltı, en yürek burkandır.
o an yalnızsınızdır, neler geçer insanın aklından. topa doğru gelirken bir nefes bırakırsınız, vuracağınız yeri kararlaştırmışsınızdır önceden, ve kaçtı. sanırım kalecinin kurtarmış olması üstten dışarı dikmiş olmaktan biraz daha az üzer insanı. eğersiniz kafayı, artık yalnız değilsinizdir, takım arkadaşları ve taraftarlar vardır artık, sıçtık diye geçirirsiniz aklınızdan...
kötüdür, allah düşman başına vermesindir.* aklıma beckham'ın kadıköy'de kayıp dışarı attığı penaltıyı getirmiştir. sonrasında alpay beckham'la dalga geçince ingiliz basını tarafınan hain ilan edilmiş ve aston villa'dan kovulmuştur.