ömer seyfettin'in öykülerindendir.şah ismail'e gidecek kadar cesur olan ve devletten hiç bir şey istemeyen malını mülkünü satıp,üstüne bir kaftan alan elçinin hikayesini anlatır.
bu elçi şah ismail'in karşısına geçtiğinde onun oturması için bir yer ayrılmadığını görür kaftanını çıkarıp oturur,şah ismail elçilere iyi davranmaz gelenleri genelde öldürmektedir fakat muhsin çelebi şahın karşısında gür sesiyle;
Nâmesini verdiğim büyük padişahım, Oğuz Kara Han neslindendir! diye haykırır, dünya yaratıldığından beri onun ecdadından kimse kul olmamıştır. Hepsi padişah, hepsi hakandır. Ecdâdı hilkatten itibaren hükümdar olan bir padişahın elçisi, hiçbir ecnebî padişah karşısında dîvân durmaz. Çünkü kendi padişahı kadar dünyada asil bir padişah yoktur,der.
şah öylece dona kalmıştır,cellatlar ise elçinin kellesini vurmak için emir beklemektedirler.muhsin çelebi çadırdan çıkmıştır yola koyulacaktır.şah emir buyurur nedimlerine kaftanını götürüp veriniz der,nedimleri kaftanı götürür.türk elçisi:
Onu size bırakıyorum. Sarayınızda büyük bir padişah elçisini oturtacak seccadeniz şilteniz yok... Hem bir Türk yere serdiği şeyi bir daha arkasına koymaz...
Gerileme devrinde gururu ayaklar altındaki osmanlı'nın gurur yenilemesi yapması için ömer seyfettin tarafından 5-15 yaş arası çocuklar için yazdığı masaldır.
--spoiler--
Hem bir Türk yere serdiği şeyi bir daha arkasına koymaz...
--spoiler--
Burada Türk diye bahsedilen, sarayı arapça - farsça konuşan, Türklerin 3. sınıf vatandaş sayıldığı, askerleri devşirme hristiyanlardan oluşan osmanlı devleti, iran devleti denilen ise ülkenin tamamında Türkçe'den başka dil konuşmanın idam sebebi olduğu, askerleri azerbaycan Türk'ü Kızılbaş süvarileri olan Safevi TÜRK devleti'dir.
Şah ismail ve II. Bayezid, çok iyi dosttur. Sürekli satranç oynar. Bayezid arabi devşirme islamdan ise devletin kökeni olan aleviliğe meyillidir. Selim ise trabzon valisi iken devşirme olan lalasının dolduruşuna gelerek alevilere ve babasına kin ve nefret beslemeye başlar. Sonuçta babasını öldürüp tahta geçer ilk iş olarak Şah ismail'e küfürler dolu mektuplar gönderir. anadolu'daki alevileri katleder ve safevi devletine saldırır. işin aslı şah ismail'in ordusu 30000 kişi daha azdır. Ve Osmanlı ordusu ise hem tüfeklerle hem de toplarla desteklidir. Oysa Şah ismail'in ordusunda kendisi gibi alevi azeri süvarileri vardır ki Osmanlı topları olmasa bu süvariler savaşın son demlerine kadar yeniçerileri yardırır resmen. Ancak bir tepeye çadır kurdurup savaşı tepeden izleyen Yavuz'a kişisel olarak saldıran ve ulaşamayan Şah ismail daha fazla Türk kanı dökülmesin diyerek savaş alanını terkeder. Sonra Tebriz'e giren Yavuz'a karşı alevi bektaşi kültürde yetişen yeniçeriler isyan hazırlıkları yaparak onu indirme planları yapar. Bu planlardan haberdar olan yavuz ise tebriz dahil olmak üzere aldığı tüm toprakları terkederek istanbul'a geri döner...
Bizim salaklar da burada kendi mental mastürbasyonlarında gerçek Türk devleti'ne karşı arabi farsi devleti Türk falan diyerek yermeye çalışır.
Çok küçükken okumuştum ve sayfalarca özet çıkarmıştım. Baya severdim kitap okumayı ve özet çıkarmayı küçükken şimdi hatırladım da. En mutlu olduğum anlardı sanırım deli gibi öyküler okuduğum anlar.