yokluğun,
bir iç savaştır yüreğimde
sevgilim,geri çekildim
seni beklemeye gidiyorum
ayrılık değil ki bu
bir uzun hava
çalınacak,son bulacak
hicran makamında kadehler vurulacak
özlem geceleri kapımıza dayanacak
sevgilim,susturma bizi
sürç-ü lisan olmasın bu aşk
'..avuçlarımda çocukluğumdan kalma dualar var, gel buyur nasiplen yarim...ninemin telli dolabı gibidir yüreğim, soğutmaz içindekileri...itiraf ediyorum, kayıp bir kent gibiydi sevdam..sen dokundun, çekildi sular, göründü bir zamanlar sobasında odun yanan kapılar...korkma, yaklaş..tenimin tenine diyeceği var...'
uğurladım eski sevdalarımı,gözlerine ilk baktığım an
çarmıha gerdiğim özlemlerimi azat ettim
huzur kazandım müzayededen ikimiz için
bol köpüklü bir kahve taşıdım bakışlarımla sana
yüreğimi istedin,verdim
şimdi desem ki bahar
şimdi desen ki yol var
beklemek bir köpek gibi yapışsa da paçalarıma,
sevgilim,ikimize yetecek kadar sabrım var
'..şarkıların resmini çizebilir misin..? ..bana yüreğindeki ritimleri gönder..nasıl? ...hayır, izlemedim bu filmi, sahne tanıdık ama...biz mi oynuyoruz..? ..bu yüzden bitsin istemiyorum demek ki..daha önce seslendirdiğimiz aşklar nerede peki..? ..suflörü sen miydin yüreğimdeki sesin..? ...sevgilim, hadi gel mısır patlattım, bizi izleyelim....'
çığlığımı tut,yere düşmesin
dar gelirli zamanların açlığını doyurmamız lazım
bu hayat bildiğin gibi değil,diyemem
biliyorsun,bana da öğret aşkım
korkularımı bir caminin avlusuna bıraktım
acılarım ahşap bir bina,bir kibrit çakılsa tutuşacak
sevgilim,sesimi sesinle uyut
bu yekpare gülüşler o zaman can bulacak
'..denizi hiç böyle mavi görmemiştim..pardon, baktığım gözlerin mi...? ..gülme, boğulmayacağım, dalgalarında yüzebilirim..bu ekmek kavgasında durduk bir de sevdalandık...tabi ki pişman değilim, olamam..sevgi bir eylemse, ben eyleme geçtim...elimde pankartım, sana yürüyorum..'
düşler...yalnızlığın tangosu
sen gelene kadar sahnede dansım kalsın
sevgilim,geceyi düşlere boya
ama tuvalde bir öpüş kalsın...
"ateşli çingene dansım! sen,
uzağında kaldığım deniz ülkesi
tutamayacağın sözler ver bana, ben tutarım
nefes alsın yorgunluğun dağınık yatak akşamlarında
biliyorum, gözlerin bir istanbul hatırası
kapatma
‎''Geç oldu ama anladım...
Kimse giderken götürmüyor sevgileri yanında
yanılgılarımı yüzüme vurmayın,
'içimdeki çocuğun masal saatine denk geldi aşk '
anladım dedim ya... Daha fazla yormayın ...''Pelin Onay
kendisiyle görüşüyor olan biri olarak, hakkında zeusun olympostan gönderdiği ılık bir aşk yağmuru diyebilirim. sevecen, içten ve bir o kadar da "nü sızı" bir şair.
Düşmeler../..aşk bitti; imkanım olan her dinletide, mecliste yorumlarım; ve diperim her seferinde...
I
..üstat, beni müsait bir şiirde indir...
bugün bir şiir bile uğramadı yanıma
sana uğradı mı bilmiyorum
pencere kenarında yağmuru seyrettik yalnızlığımla,
balkona astığımız düşlerimizi içeri aldıktan sonra
kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim../..ayrılırken
ama sen herkesin öğrettiğini yineledin
şimdi aşk../..inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda
deniz kabuklarından bir mumluk yapmıştım sana,
vermeye zamanım olmadı
şimdilerde içinde yakıyorum,
sesini duyuramayan kelimelerimin yorgunluğunu
biliyor musun../..bilmem
sen cümlelerimin 1. Kordonuydun
II
..susmaya gidiyorum.../..birazdan dönerim..
acil servis gibi yetiştim bütün kanamalı sevdalarıma
yanlarına gittiğimde,
odaları boştu, çarşafları temiz
bir küçük not bile yoktu../..”kurtardığınız için teşekkür ederiz”
bu yüzden emekliliğimi istedim yorgun aşkların baş hekiminden
tazminatım suskunluk
beni ait olmadığım şehirlerde aramayın,
adresimin caddesi../..burukluk
III
..teri soğumamış bir ayrılıkla içilen özlem, ateş yapar..
dün gibi hatırlıyorum ayrıldığımız günü
24 ocak../..kış../..kıyamet../..felaket
sanki herkes beni görmek için toplanmıştı şehir meydanında
parmaklarıyla gösteriyorlardı../..“işte bu kadın terk edildi” naralarıyla
bu günlerde../.dalgasını geçebiliyorum vedaların
o günlerde../..serum kokularına bulaşmıştı bütün kılcal damarlarım
gerçekte kim olduğunu çok düşündüm,
özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda
galiba artık biliyorum
sen../..büyümeye zamanı olmayan çocukların,
dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın
beni beklemeye gidiyordun.../..galiba yolu şaşırdın
IV
...bu şiire girmek hüzünlü ve yaşlıdır..
biraz önce gözlerimden düştün
seni ıslattığım için üzgünüm
yanaklarımda kurumanı istemezdim,
dudaklarıma almışken ıslaklığını
sen../..gözlerim../..ve katre
sana yaşatmak istediğim çok şey vardı,
aşk’da kısa çubuğu ben çektim...
V
...kırgınlıklarımı kaybettim, hükümsüzdür...
sabaha karşı gittiğin için bağışladım seni
sen de kendini bağışladın mı../.. bilmiyorum
zor oldu indirmek resimlerini duvarlardan
ki tozlanma diye albümlerde yaşatmadım seni
seni../..bir “anı” olsun diye sevmedim
...ve hiç aldatmadım../..kirpiklerimle bile
çok önceleri sorduğum bir soruydu,
“şiir bir aşk’ı kurtarabilir mi? ” diye
otuzuma yaklaşırken gülümsüyorum da,
şiir bir aşk’ın ancak bekçisi olabilir
VI
...bu şiirde U dönüşü yapılmaz...
illegaldir bütün terk edişler,
ölümlerde dahil...
VII
...kızım bahara aldanma, üstüne yine de bir şiir al sen..
mayıs’ın çocuklarıyız ikimizde
belki de bu yüzden acele ettik ayrılmak için,
tenlerimizin ateşi bizi kavurmasın diye..
biliyorsun../..çok erken aldım hediyemi senden
seninkini vermek içinse çok geç
doğum günün kutlu olsun../..unutmadı giritlalesi
mumlarını söndürdüm../..yüzümde gönderdiğim dileklerin gölgesi
"Gerçekte kim olduğunu çok düşündüm, özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda..
Galiba artık biliyorum, sen büyümeye zamanı olmayan çocukların, dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın." pelin onay
hemşehrim olmasından utanç duyduğum, nihayet zorlama bir teselli ile neyse ki burada yaşamıyor diye kendimi avuttuğum devrik şair, edibe. son zamanların en ucuz şiir üslubunun bedava kapısına yapışan ve her gelip geçene zorlama metafor yüklü mısraları haykıran duygu terminatörleri arasında ilk sıralarda yer alır.
umarsız gözlerinden süzülen isyan yüklü damlalarda intihara yelken açan gemilerim hüzne demir attı hede hödö tarzı şiirler tam bunların işidir. (yalnız gaz sancısı çektiğim sırada aceleyle sıçtığım bu mısra tam ödüllük oldu. anlamadım ne demek istediğimi ama olsun. anlaşılmaz olursa çok satar)
Bir hikayemiz var mı?
(bence var../ yoksa bu hasret neden tüter..? ..)
imgelerin izdüşümünde dansa kaldır beni
uyuklayan bedenimi uyandır
yüreğimi uçuklatan satırlarına sarıldım
hadi beni yeniden kandır
hala çocuğum sevdalarda
yalpalayarak yürürsem yüreğinde,
ayağım takılıp da düştüğümde adını sayıklarsam,
mimiklerim çıldırırsa seni görünce,
beni bağışla
her şeyin sebebi hasretindendir
hangi geceydi,
her gece miydi susuzluğum sarılmalara..?
gökten üç elme düştüğünde,
biri de bana değmiş miydi..?
kaç yaşında fark ettim
unuttum
hatırladım kadın olduğumu..?
hangi şarkı kesti göbek bağımı,
bağladı beni hayata..?
beni bu soruların cevaplarından tutar mısın..?
gecenin bilmem kaçı
aklımın kaçışı
sorgu sual dinlemiyor saatler
önce hangimizin yüreğinde yıldız kaydı..?
tuttuğum dileklerde unuttum kayıplarımı
kime baksam üzgün
ağlamaklı
yaralı
haydi gel
şu uzaklığın kopçasını tek bir hareketle çıkart üzerimden
şehveti bir bıçak gibi sapladım bedenime
göğüslerim değil,
yüreğim dirileşiyor
sana öyle bakma demiştim,
beynim tahrik oluyor
zaten kandıramadım geceyi
gündüzün koynuna girmek için hızla geçiyor
gecelelerde benim gibi sevgilim
sabırsız
isyankar
laf dinlemez
işin ucunda sevda olunca,
saatleri bile saymıyor..
.........
......
....
ama sen../..bir hüzzam makamında uyut beni
adını sayıklayan dudaklarımı ıslat
gözlerimi güldüren renkli düşlerine sarıldım
haydi../..bana hikayemizi anlat.
--spoiler--
Sayın seyirci, şimdi de yürek tahmin raporunuzu sunuyorum: Yer yer sağanak yağışlı olan vedalar bu hafta yüreğinizi terk edip, yerini sıcak ve heyecanlı kavuşmalara bırakacak. Balkanlardan beklenen iki yüzlü gülümseyişler yüreğinizi etkisi altına almayacak..
--spoiler-- *
öpüldüğü yerden kanar aşk
acı siyahtır oysa, akar ve boyar gözleri
gülüşlerimi tahliye et ey Panos! ... Cezasını çekmedim mi? ...
yüzüme kapattım telefonu, sesimi duymak istemiyorum
zamanla kabulleniyor insan arızalı ümitleri
meşgule düşen beklemeleri
kendimden kaçıyorum, beni saklayabilir misiniz? ...
içinden taşan bir kadının dalgaları ıslattı aynayı
ayna! ... Göstermiyor iç yıkımları
ağrıyan kırgınlıklarımın test sonucu geldi oysa
iyi huylu çıktı yüreğimdeki sevgi, kahrolsun ayrılık! ...
dikişleri kaynadı kesilen mavilerin
suya düştü öpüşüm, düpedüz intihar bu
dur!... Ölme öpüşlerim
ağzımla kuş tutsam yaranamam artık aşka
ben de düş kanatlarıyla lir çalarım
hadi uyan içimdeki kadın
kır zincirlerini… Dört ikilik bu hüzün senin
söyle şarkını, dillen, sahnedesin
sahne senin
ağlayacaksan başlamayalım
firar etti özlem, geceler tutuştu
hayatım uykuya daldı göğsümde, saçlarını okşadım
kim serdi üzerime bu sessizliği? ... Terlemek kötü
bağışlasın beni çocukluğum, koruyamadım yumuk ellerini
dağınık sevgilerin ortasında kaldı yaptığım kumdan kaleler
hadi baba! ... Bir kez olsun yardım et
teller örelim anılarımın çevresine
yaralanmasın sevişmelerim
uçakların arkasından su döktüm bekleyenler için
gemilerin rotasına çiçekler ektim
suladım tren garlarında unutulan hüzünleri
halinize gülün, halime değil
blöfünüzü gördüm, artık çekiliyorum
son kez sigaramı yakar mısınız? ... Ateşime kar yağdı…
siz hiç martılarla şiir içtiniz mi? ...
sızdınız mı bir yıldızın üzerinde dibe vurmuşken? ...
bıçak kemiğinize dayandı mı, kemiğiniz titrerken? ...
çıldırmak içten değil, dışarısızlığımdan geliyor
kimlerin albümünde fotoğrafım varsa tozunu alsın lütfen
öksürüyorum…
balıkesir 1976 doğumlu "nü sızı" adlı bir şiir kitabı olan şair.
Bana Biraz Hüzün Ver Usta, Sek Olsun
bana biraz huzur,
bir duble de rakı getir usta
bir de değiştir şu plağı
canım bugün içli şarkılar dinlemek istiyor
hani şu damar dediklerinden
ortaya da birkaç meze koy,
kafi...
hiç yiyesim yok aslında
masa zengin görünsün...
ağlarsam eğer sakın endişe etme
bir sevdiğim vardır,
ondandır..
çok tanık olmuşsundur böyle şeylere elbet
ben de olmuştum bir vakitler
teselli ettiğim bile oldu
anlamak için yaşamak gerekiyormuş
teselliye ihtiyacım yok,
sakın deneme
sen bardağı boş bırakma yeter
bu gece sarhoş olasım var,
bu gece içesim var be usta..!
sakın ha,
o resme dokunma!
o adam işte hala sevdiğim
onsuz rakı içememde
bilir misin,
resimde gördüğünden daha güzeldir
biz ne rakılar içtik onunla,
bana mısın demedi
soframızı görsen
sen de kıskanırdın elbet
ama sofra değildi önemli olan
sohbet be usta,
sohbet..!
bizi hep o sohbetler sarhoş ederdi,
sen bilmezsin..
içim yanıyor usta içim
hala bilmem neden gittiğini
oysa kimsenin sevmediği kadar sevmiştim onu
ve kimsenin beklemediği kadar,
bekliyorum onu....
gelmeyecek biliyorum
bunu bilmek daha da acı
pardon,
gurur mu dedin..?
yok be abicim,
o ben de kalmadı
başkasından sor istersen
bende olan her şeyi ona vermiştim,
bir daha geri gelmedi
ya, sen beni dinlerken ihmal ediyorsun
doldursana be usta,
koysana rakı...
hesaplar peşin,
sakın endişe etme
içip içip de naralar atan,
ortalığı dağıtan tiplerden değilim ben
alt tarafı biraz sendelerim
ama düşmem..
ha, bir de şarkılar mırıldanırım
şarkıların içinde çağıl çağıl akarım
istersen kapat şu pilağı,
ben senin sevdiğin namelerde de dolaşırım...
yanlış görmedin ağlıyorum işte
sorun yok,
rahat ol...
ağlayabilmek her yiğidin harcı değil
hem sen bilir misin,
asildir gözyaşları,
hiç yere düşmedikleri için
benimkiler de asil,
sevdiğim adamın gönlüne bile düşmediği için..
bakıyorum,
seni de efkar bastı
eeee, gönül kadınıyım ben
ukalaca bir itiraf gibi gelmesin sana
konuşurken ve severken,
yüreğimi koyarım ortaya
cebimdeki bozukluk sevişmelerin hepsini koyarım,
bütünlensin diye...
o bunları görmek istemedi
isteseydi kendimi de verirdim ona
nedense hepsi birden,
fazla geldi...
yapma be usta
bu şarkı söylenir mi şimdi...?
beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın;
eh yani,
tam da damarıma bastın
ben şimdi sitem etmez miyim aşka..?
bu şarkı için dibini görürüm bardağın ama,
bana daha fazla efkar yapma..!
vakit doldu
biz biliriz nerde durmamız gerektiğini
demek sen de farkettin
gözüm hep telefondaydı, doğru
ama çalmadı
üzülme,
çalmaz..
süs eşyası olarak kullanıyorum zaten artık onu
bir hatırlayanım bile yok gördüğün gibi
eğer o arasaydı,
dudaklarım kilitlenirdi
belki de hiç konuşamazdım...
yok be usta,
hesaba niye itiraz edeyim
zaten şarkılarda ve sohbette indirim yapmışsın
senden daha başka ne isteyeyim..?
gönlünü ferah tut,
evin yolunu bulurum elbet
tamam anlaştık
bir gün yanlışla dönerse bana,
beraber geliriz...
seni unutur muyum hiç
beni dinleyen kaç kişi var ki çevremde
yine gel demen hoşuma gitti,
şımarttın gönlümü
gelirim elbet,
hiç kafanı yorma..
sen sadece şarkılara iyi bak
rakıyı soğuk tut
gönlünü ferah...
kendine iyi bak kafi
usta dedik bağrımıza bastık
aşk bizi terketse bile,
sohbetimiz baki...