salak saçma bir ilkokul aktivitesi. o zaman falçatalar yeni yeni çıkıyor piyasaya, hastası oluyoruz yavaş yavaş..derken, 'ulan falçata var, silgi var. neden bölmeyeyim ki ben bunu ikiye?' gibi gerizekalıca bir düşünce hasıl oluyor bünyede. kurban, yeşil bir pelikan silgi. yatırılıyor masaya ve falçatayla -allah yarattı demeden- ikiye ayrılıyor. simetrik olmuş mu olmamış mı diye iyice kontrol ediliyor vesaire. sonuç olarak cani öğrenci mutlu, silgi paramparça..sonradan bu aktivitenin, bir kopya çekme yöntemi olarak geliştirildiğini duyduk ama iş işten geçmişti. çoktan.
ortadan ikiye ayırsan da ayırmasan da, yeşil pelikan silgilerin kolay parçalanabilen silgiler olması nedeniyle kulağa silgi parçası kaçmasına neden olmuş durumdur.. silgiyle kulağın ne alakası olabilir denilebilir.. küçükken kısa bir süreliğine biraz zor duyma sorunu yaşamıştım.. bir kulak doktoruna gittiğimizde de doktor 15 dakika kadar bir kulağımın içine ışıkla bakıp durdu.. sonra cımbız gibi bişeyle kulağımın içinden küçücük bir parça yeşil pelikan silgi çıktı.. ne işi var diye düşününce de, o silgi kolay parçalanınca, bir şekilde elime yapışmış ordan kulağıma gitmiş olabileceğine karar verdik.. o günden sonra da bir daha yeşil pelikan almadık..
