Tanrım, o günü iyi hatırlıyorum. Büroda oturmuş arkadaşımı bekliyordum. Birkaç dakika sonra o gelmişti bile. Ona "Hey, kettlea basıp bir kahveye yapmaya ne dersin?" diye sordum. O Da "Dostum kulağa hoş geliyor." dedi ve kahveyi yapmaya koyuldu.
Aradan geçen 10 lanet dakika ardından nihayet kahveler hazırdı. Ancak sıcak içecekleri çok sıcak içemezdim, evet bu doğru. Bunu yapamıyordum. Bu yüzden üzerine soğuk su ilave etmek istedim fakat soğuk su kalmamıştı. Masanın üzerinde duran kasabanın güneyinden bir dostumun getirdiği pekmezi kahveye karıştırmaya karar verdim.
Ne derler bilirsiniz: tahin pekmez, başka gitmez. Ama bu yargılar esnekti, tanrı biliyor ya ön yargılıydım. Yine de içmeye karar verdim. Ve o da ne, bu pekmezli kahve farklı ve harika olmuştu.
O gün buna yaratıcı bir isim bulmaya karar verdim ve pekmezli kahve dedim. Hadi, durmayın, siz de deneyin.