şimdi bir yeni sevda mı olur,
kimsenin kapını çalmadığı bir inziva mı
tutar, sıfırdan başlarsın..
yoksa bu ilişkiler, bu zaaflar
seni yiyip bitirir, seni yiyip bitirir
dirhem dirhem azalırsın...
Artık sazın bağrı mı olur
Kimsenin bilmediği bir ağrı mı
Gider kendine gömülürsün
Yoksa bu şehir bu sokaklar
Seni alır kullanır seni alır kullanır
Santim santim çürürsün.
- peki gittin diyelim unutabilecek misin beni ?
- sende kimsin ?
- veysel ben
- kim o veysel
- eski sevgilin eski ! ne de çabuk unuttun o yaşadığımız güzel günleri, yazıklar olsun sana verdiğim emeklere. demek böyleymiş ha bu işler ? böyleymiş desene ! böyledir de !
- sen kimi aradın kardeşim
- süheyla'yı
- ben necdet
- hadi ya ? 548 bilmemkaç bilmemkaç değil mi?
- yo değil
- sesten anlamalıydım zaten.
giden sevgili aklına koymuşsa gitmeyi,gitmeden unutmuştur arkasında bıraktığı sevgiliyi. sevgili için acı da olsa bunu duymak kendi dünyasın da sen beni unutamazsın diye düşünsede giden gitmiştir bu sözü söylemek için geç kalmıştır. bu hayatta herşey unutulur en zor aşk bile başka aşkla teselli bulur.
Bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda kaldin mi hiç? Hani ölmüs gibi, hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi, her an kapindan içeri gülümseyerek girecegini bekleyip ama aslinda hiç gelemeyecegini de bilmen gibi. Ne zor sey degil mi ölmedigini bilmek, ama ölmüs gibi ulasilmaz olmasi artik o insanin sana, ne kadar katlanilmaz bir gerçek degil mi sen hala bu kadar sevgili iken? Özlemek, bu kadar özlemek, etini kemigini yakarcasina özlemek... çok kötü degil mi? Bu kadar özleyip onu görememek, ona dokunamamak, onu isitememek, artik sonunun 'Pi' hali degil mi? Biliyorsun degil mi? Ne kadar umutsuz bir arayistir o, kalabalik caddede geçen binlerce yüze bakmak belki bir kez daha görebilmek için o yüzü, belki biraz önce geçti bu kaldirimdan diye düsünmek, belki su an arkamda yürüyen insanlarin içinde bir yerde demek, belki su an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar yasamak ne zordur degil mi? Ne kadar eritir insani farketmeden. Sende biliyorsun degil mi bunlari.? Bir sinema koltugunda sende iki kisi gibi oturdun mu hiç? Hiç iki kisi gibi zevk aldin mi bir konserden yalniz basina. Güzel bir kafe kesfettiginde, güzel bir film seyrettiginde, güzel bir sarki dinlediginde güzellikleri oraninda eksik kaldiklarini hissettin mi paylasamadigin için onunla. Bir barin kalabaliginda hiç yarim vücudunla sallandin mi ortada? Hiç iki kisilik beyninle yarim insan olabildin mi? Baktiginda aynana sadece yüzünün bir yarisini gördügün oldu mu hiç? Sana hayatindaki en büyük yoksunlugu yasatandan nefret edemedigin zamanlar oldu mu hiç? Gözünün içine baka baka kolunu bacagini kesen bir insanin yüzüne sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildigin zamanlar oldu mu hiç? Hayatta inandigin bütün degerlerini altüst eden birisine ask siirleri yazabildin mi? Onu içinde korumanin seni yok etmek oldugu zamanlara feda oldun mu hiç? içinde aglayan çocuga umut sarkilari söyleyemedigin, özlemini, susuzlugunu, açligini gideremedigin zamanlar oldu mu hiç? Kanayan yarasini gördügün ama merhem olamadigin zamanlar. Gücünün, hani o tanrisal gücünün bir çocugun aglamasini susturamayacak kadar oldugunu gördügün zamanlar oldu mu hiç? Hiiiiiiiç.... Hiiç... hiç... bir hiç
soru açıkça sorulmuştur. yalnız bu sorunun yanıtı yoktur. açıklanabilecek bir şey de yoktur. gitmek isteyen, sizin en önemli bir kısmınızı da kendisiyle birlikte götürerek sizi terk edecektir.