allah şeylerden farklı olduğu için şeylerin yasalarına uyma zorunluluğu yoktur. hatta şeyler, allah olduğu için vardır ve sebepsiz kendi kendine yeterlilik gibi idrak alanımızın sonu olan varlık olarak allah'ın varlığını düşünce boyutunda kavrarız. her şey yok idi var oldu, allah için ise yokluk söz konusu olamaz ki nasıl var oldu diye soralım. sadece eksik bir şekilde kendi kelimelerimizle varlık olarak ifade ediyor olmamız o'nu diğer şeylerle aynı sınıfta değerlendirmemiz için yeterli bir sebep değil.
maddenin zincirleme sebeplilikler prensibinden sonra en nihayet ulaşacağımız şey allah'tır. yani en son deriz ki sebeplilikler silsilesi sonsuza uzayamaz, var olma gücünü sonsuz bir şekilde kendi kendinden alan mutlak bir yaratıcı olmalıdır ve bu yaratıcı allah o öyle bir varlık olmalı ki bizim nedenselliğimizin dışında olduğu için bizim tam olarak o gücü idrak edemememiz normal kabul edilmelidir.
inanan için "bizi aşar" diyerek içinden çıkılan, inanmayan için soru bile olmayan sorudur. Öyle ya bir yaratıcıya inanmayan neden bir yaratıcının varlığını sorgulasın ki?
De ki: O Allah birdir, büyüklük onda nihayet bulmuştur, daim ve bakidir, her şeyden müstağni ve her dileğin merci'dir. Doğmamış, doğurmamıştır. Hiç bir eşi ve benzeri yoktur *
bu konu daha önce birçok kez aklıma geldi fakat üzerinde durmadım çünkü böyle bişeyi çözmeye yetecek beyin hiçbir insanda yoktur.
ve aklıma şu söz geldi;
Eğer Allah yoksa insan ona inanmakla hiçbirşey kaybetmeyecek, fakat varsa inanmamakla çok şey kaybedecek.
konunun metafizik (fizik ötesi) ile ilgili olduğunu kavrayamamış cahillerin böbürlendiğidir. insanın düşünce boyutunda kabul etsek de etmesek de bir metafizik alan vardır. bunu da inkar eden adam iki yüzlünün tekidir.
Allah varlık değil var edendir. Tanrı kavramından ayrıdır. her yeri her şeyi içine alır, en yakındadır en uzaktadır. yüzü gözü hacmi var olan heykeller gibi değildir. hava gibi açlık gibi görülmesede duyulmasada dokunulamasada hissedilir, hissettirir. bilinmezliğin tek tutarlı tanımıdır. bilinmezlik var sonsuzluk var. biline bilinmeyen öğrenilen öğrenilecek olan her şeyi kapsar. öyle tahtta oturan yıldırımlar yağdıran yaşlı amca falanda değildir.
öyle bir sorunsal yoktur. Hawkingin dediği gibi "Eğer bir tanrı varsa ki bu ihtimal daha yüksektir, tanrı zaman ve mekanın dışındadır zaten big bangden önce zaman ve mekan yoktu bu durumda tanrı sonsuzluğun içinde her zaman vardı."
kuranı kerim ve hadisi şeriflerden de anlaşılacağı üzere allah ezeli ve ebedidir yani o hep vardı zaman kavramı sadece kainat için geçerlidir.
bu soruyu soran kişi, allah'ı kabul etmiş demektir. yani allah'ı olduğu gibi, bütün isim ve sıfatları ile ve bütün özellikleriyle kabul etmiştir. eğer bunlardan bazılarını kabul edip bazılarını inkar ediyorsa, o kabul ettiği şey allah değildir.
allah'ı bütün sıfatlarıyla kabul eden kişi, onun ezeli olduğunu da kabul eder. buna göre, allah'ın olmadığı hiçbir zaman yoktur. o sonradan var olan bir şey değildir.
bir zaman dilimi içinde var olmamıştır diye cevaplanabilecek olandır. allah dediğimiz varlık -ki o tek varlıktır, bütün maddi alem onun bir yansımasından ibarettir- sadece insanı yaratmamıştır. bizler allah'ı insanoğlunun yaratıcısı olarak görür ve tek yarattığının sanki insan olduğu kanaatine göre yaşarız. allah maddi ve manevi her şeyi yaratmıştır. insanı da zamanı da mekanı da mantığı da zekayı da inancı da inançsızlığı da şüpheyi de o yaratmıştır. allah'ın yarattığı şeyler o kadar birbirine zıt olabiliyor ki ortada böyle ''sorunsallar'' kalabiliyor fakat bu içinden çıkılamazlığında sebebi iman ya da inanç duygusunun yaratılmasıdır. şöyle ki: her insan bir şeye inanır, sadece allah konusunda değildir bu. çok talihsiz olaylar yaşarsınız, belki bir yaratıcıya inanmıyorsunuzdur ama her şeyin düzeleceği inancı içinizde bulunabilir. biz allah var diyenler için de her şeyin yaratıcısı olan allah eğer inancı da yaratmışsa, inanç diye bir şeyin varlığını sürdürebilmesi için ortada problemlerin olması gerekir zira bilinen bir gerçek ve inanç çok farklı şeylerdir. yani bir doktor kanser hastasına: kanserine çare buldum ve bu uygulayacağımız tedavi yönetimini uygulayıp ölen kimse olmamış, kesinlikle kurtulacaksın diye bir garanti verirse, artık sizin için bu bilinen bir gerçektir. ancak aynı doktor size: bir tedavi yönetimi var ama yüzde elli ihtimalle yaşar veya ölürsün derse artık inancınız devreye girecektir. aynı şekilde eğer allah'ın zamandan münezzeh oluşunu idrak edebiliyor olsaydık zaten bu allah'ı da artık biliyor olduğumuz manasına gelirdi. kısaca teoride anlayıp itaat etmemiz yaratıcının bizden istediğidir.
allah'ın var olmadığı tek bir an bile onu yalancı ve eksik çıkaracağından, eğer allah varsa ve her şeyin de yaratıcısı olup, sonsuz olan tek varlıksa, kesinlikle bir zaman kavramına bağlı olarak varlığını sürdürmüyor olması zaten farzdır.
özetle:
eğer allah varsa, zamandan münezzeh olarak var olmak şartıyla allah olabilir.
eğer allah yoksa zaten tartışılacak bir şey de yoktur, buradaki soruda da mantık hatası yapılıyor demektir çünkü allah'ın var olup zamandan münezzeh oluşunun anlaşılmayacak bir durumu yoktur.
neden zamandan münezzeh oluşunu bilmemize engel oluyor diye sorulursa da bunun cevabı inancın ortadan kalkışına engel olmak içindir diye verilebilir. inancın olmayışında ve her şeyin bilinişinde ne gibi bir zarar olabilir ki? diye sorulduğunda da o halde yaratılışımızın bir amacı kalmamış olur denilir çünkü her şeyi bilen bir allah zaten vardır, insanın görevi her şeyi bilmek değil, her şeyi bilene itaat etmektir.
çoğı teist der ki bu evren kusursuz bu evren nasıl kendiliğinden oluşmuştur. birincisi evren kusursuz değil binlerce yıldız binlerce yıldızla çarpışıyor karadelikler gezegenleri yutuyor çok büyük bir kaos tanrı sadece bizim için yaptıysa çok müsrif evren sonsuzluğunda dünya yok denilecek kadar küçük ayrıca mükemmelliği kabul edersek bu mükemmelliği yaratan en mükkemmel şey nasıl oldu sorusuna denk geliriz ki o sorunsalın içinden çıkılamaz agnostiklere katılmıyorum deistlere katılmıyorum. ilahi hiç bir güç olmadan oluştuk ölümden önce neysek ölümden sonra da o olucağız.
