bir sigarayı söndür ötekini yak, etrafa bak allah bak. sus susabildiğin kadar. hayatın elle tutulur bir tarafı mı var? konuşacak ne var? yok. bağlayıp bağlayıp çözersin hep aynı düğümdesin. madem öyle bağlarsın bi sigara daha. bir tane daha, bir daha, bi daha...suskunluğun elinde yanıp durur. bir şeyler geçer aklından tam olarak neyi düşündüğün bile düşünmeye isteksizken:
"ben şimdi sigaramı içerek düşünüyorum karşı kıyıya bakarken. evlerin çatıları neden kırmızı, cepheleri beyaz, deniz neden mavi bazen lacivert, dalgalar niçin rüzgarla coşuyor, balıklar nereye gidiyor, tepedeki ağaçlar neden hep yeşil ya da koyu yeşil, gece niçin içim bir avuç huzur, biraz sen dolar?"
sürekli konuşunca bir baş dönmesi, vertigo gibi bir şey olur ya işte o ben sustukçA oluyo bana. durmadan bi vertigo yaşıyorum, hızını biraz sigara kesiyor. son günlerde biraz daha yavaşladı, duracak gibi. pek bi anlam veremedim. bir şey bıçak gibi kesti içimdeki seni, ya sigara ya suskunluk ya da başka bir şey. her şey bi yana benim çok umrumda değilsin de içime acıyorum...