bazı yazarların, çaylak olmasını fırsat bilip hakkında ileri-geri konuştukları yazar. oturduğu yerden gülüyor şu anda
(bkz: nasıl eğleniyor muyuz gençler)
moderasyonun verdiği 30 günlük çaylak cezasının akabinden ak parti merkez binasından şu açıklamayı yapmış yazar;
'' öncelikle zor da olsa bana çaylaklık süremi bildiren oyuncakbulut' a teşekkür ediyorum. tabi sürenin bu kadar çok olması beni şaşırttı. fakat '' artan çaylaklık '' mevzusunu aklıma getirince '' ben ne yapmışım babo '' deyiverdim içimden..
bana pkk' lılara ayı dediğim için '' provokatör '' yakıştırması yapan ve ismini vermeyeceğim bir yazar arkadaşımız ( o biliyor zaten kendini ) tahrik gücünü daha da artırarak üzerime geldi.. nihayetinde ne oldu, üzerimdeki gençlik ateşi patlayıverdi, saldırdım.. e be kardeşim sen şimdi belki mutlusundur ama herkesin şunu bilmesi lazım ki bu ülkede yurdunu seven insanlarca pkk her zaman '' aşağılık '' bir terör örgütüdür..
şimdi bu sitedeki 4462 siyasal bilgiler mezunu yazara tek tek demokrasiyi anlatacak değilim. ama gördük ki zırto kafalılar dışarıda pankart açarken '' demokrasi arıyoruz '' ayağına yatanlar burada da entry giriyor...
her neyse, mümkün olduğunca seviyeli ve yazar adı vermeden bir yazı hazırlayıverdim..
sözlükteki 15-18 yaş grubundaki yazarların fikirlerini beyan etmesi sözlük için elbet önemli bu yüzden bir an önce dönüp kaldığı yerden yazmasını diliyoruz.
medya eteği'ndeki ''uludağ sözlük`teki şeytan üçgeni'' başlıklı yazısını okuyunca (#2031058) numaralı entryimde anlatmak istediğim ibnelere kızmış olduğunu ve kızmakta haklı olduğunu düşündüğüm üçüncü nesil çaylak.
reçete yi de peçete olarak kullanıyorsa insana tıp diplomasının töreni mahalli bir lokantada yapılmış gibi gelen, mümkünse hastası olunmaması gereken (yemekleri konusunda henüz yorum yapamıyorum, ama entrylerinin tadındaysa en azından hazımsızlık yapmayacağı garanti ) nevi şahsına münhasır bir garson pardon doktorumuz. merak ettiğim peçetelerinin diğer garsonların reçeteleri kadar okunaksız olup olmadığı..
çaylaklık cezasının hala bitmemesinden ötürü kendisine "kara tren" türküsünü armağan ettiğim yazardır.
- gözüm yolda gönlüm darda, ya kendin gel yada haber yolla, duyarım yazmışsın iki satır mektup, vermişsin trene halini unutup, kara tren gecikir belki hiç gelmez, dağlarda salınırda derdimi bilmez...
an itibariye zall' ı rehin almıştır. çaylaklığı bitirilmediği takdirde zall' ı alıp maldiv adalarına kaçıracağını bana bildirdiği için insaniyet namına bunu sözlüğe duyurmak zorundayım. lütfen bir şeyler yapın. polise haber verin. ama yarın zirve varmış zirveye gelir gelmez kelepçelesinler bunu. yaptığını yanına koymasınlar. tüh sana doktor! ben de sana inanmış sana güvenmiştim. insanları tanıyamıyorsun bu devirde.