son 1 yıldır hayatıma önemli kök salmış müzik grubudur. mutluyken, mutsuzken, sinirliyken kısacası her zaman dinlenebilir. herkes black e aşık olur. zaten aşk acısı çekip de black i anlayarak dinleyen bir insanın o şarkıyı sevmeme gibi seçeneği yoktur ve bu gözler henüz öyle birisini görmemiştir. daha sonra jeremy, alive, porch, even flow, state of love and trust gelir yani ten gelir. ancak bu grup sadece ten den ibaret değildir. yellow ledbetter, nothing as it seems, i am mine, rearviewmirror, better man, crazy mary, come back, indifference bunlardan herhangi birinin ten deki şarkılardan farkı yoktur.
crazy mary i
canlı dinleyip mike mcCready ve boom gaspar la coşarsınız.
1990 çıkışlı efsane grunge grubu. dinlemeyen, dinlememe konusunda ısrar edenlerin dinleyince pişman olacağı gruptur pearl jam. hani ''çok lezzetli ye biraz bak dene'' dendiğinde kişi ısrarla yemez ama seneler sonra yediğinde ''harika bir şeymiş bu, keşke seneler önce yeseymişim!'' diye kendine kızar ya... işte bundan bahsediyorum.
vokalde insana huzur veren sesiyle eddie vedder, diye cümleye başlayıp da anlatılamayacak kadar kaliteli şarkılara sahiptir. hayatın bir parçası haline gelecek kadar.
2013 albümleri tırt değildir, sadece diğer albümleri kadar harika değildir.
hani abiniz veya ablanız ergen zamanlarınızda dinlediğiniz çoğu müzik grubu için 'ilerde bunları dinlemeyeceksin' derler ya. dediklerinin çoğu doğruymuş. ama bir tanesi hariç. o da pearl jam... hala sıkılmadan dinleyebildiğim yegane müzisyen topluluğundan biri. son albümleriyle de daha baya bir zaman sıkılmayacağımı da göstermiş oldular.
Eşek kadar adam olmama rağmen bugün arabada cdsini koyup dinlediğimde sebepsiz mutlu eden grup. Bir de konser kayıdı idi. 2013 albümleri de tırt olan gruptur ayrıca.
Black hayatınızın içine etmeye birebirdir. I know someday you'll have a beautiful life, I know you'll be a sun in somebody else's sky, but why, Why, why can't it be, why can't it be mine. Öldüğüm sözlerdir. Kırıcıdır.
hayatımı adadığım grup, kesinlikle sadece black şarkısı ve ten albümünden oluşmazlar. bütün albümlerini dinledikten sonra zate sizinde anlayabiliceğiniz gibi, Ten sound'undan bilerek ve isteyerek uzaklaşıp biraz daha deneysel ve alternatif müziğe kaymışlardır. her albümlerinde kendilerinden beklenen müzik tarzının tam zıttını yapmayı alışkanlık haline getirmişlerdir. Grup üyeleri çok iyi anlaşamaz ve bunuda pek saklamazlar ki bence güzel bişeydir, biz çok tatlıyız biz çok güzeliz edalarında gezmemeleri. ayrıca grup ve bireysel olarak bir çok yardım kuruluşuna üyedirler. politik olarak çok aktif bir gruptur, yıllarca popülerizm den kaçmak için uğraşmışlardır. Tam bir kadın savunucusu adeta feminen bi topluluktur.
madem black şarkısını bu kadar sevdiniz, benden size bi tavsiye, '' bridge school '06 '' versiyonunu bi dinleyin, tekrar aşık olursunuz.