türk soyuna mensupturlar. Aynı zamanda istanbul boğazı nı atlarıyla beraber yüzerek geçmişlerdir.
Selçukluların anadolu içlerine ilerlemeye başladığı zamanlarda bizans imparatoru paralı asker olarak 15 bin peçenek süvarisini orduya dahil eder. Bu askerler rumeli yakasından üsküdar a gemilerle nakledilir. Kiminle savaşacağını bilmeden anadolu ya geçen peçenekler, kendi soydaşlarına karşı savaşacaklarını öğrenince duruma itiraz edip tekrar rumeli yakasına geçmek isterler. Ancak boğazdaki tüm gemi ve sandallar imparator emriyle kıyıdan uzaklaştırılmıştır. Bunun üzerine atlarını denize sürüp, halkın şaşkın bakışları arasında istanbul boğazını yüzerek geçmişlerdir.
Ne gariptir ki istanbul bunun gibi iki ilginç olaya türkler aracılığıyla şahit olmuştur.
Gemilerini karadan, atlarını denizden götüren başka millet var mı acaba?
bilindiği kadarıyla avrupa'ya ilk yerleşen oğuz boylarıdır.
avrupa'ya daha önceden gelen türklerden olan hunlar, kumanlar, kıpçaklar, avarlar türk boyları oğuz soylu değildir.
zaten 24 oğuz boyu arasında sayılmaktadır peçenekler. üçoklardan gök-han'ın soyundan gelmektedirler. kıpçak kökenli olmadıkları için sarışın olmamaları normaldir çoğu oğuz gibi.
9.yüzyılın sonlarında hazarların ve uzların baskısı sonucu don-volga ırmakları dinyeper nehirleri arasındaki bölgeye yayılan peçenekler daha sonraki dönemlerde tunaya kadar büyük bir bölgeye sahip oldular.
Siyasi bakımdan devlet olamamışlar fakat askeri yönden cok güçlenmişler.Oymaklar halinde yaşamışlardı.
Bizansın politikası sonucu zayıflayarak dağılmışlardı.
Malazgirt Savaşında Büyük selçuklu Devletinin tarafına geçerek savaşın kazanılmasını sağlamıştır.
peçeneklerle ilgili yapılan en büyük yanlışlardan biri komşuları kumanlar ve kıpçaklar gibi kızıl/sarı saçlı mavi gözlü zannedilmeleri. sarışınlık kanısının yanlış olduğu konusunda ibn-i fadlan ve istahri bizi doğrulayan metinler bırakıyorlar.
Ayrıca divan-ı lügat it Türk de yapılan tasvirlere göre kendilerinin gür sakallı ve yeşil(çeşit çeşit yeşil tonu) gözlü olduğunu biliyoruz.
Avrupa hunları dağıldıktan sonra doğu roma kayıtlarında hun bakiyesi olarak görülen utrigur ve kutrigur adlı iki kardeş boy görülmekte.
Z'li ve r'li Türkçe kuralını bildiğimiz için Bu boy adlarını şöyle çevirebiliriz (r yerine z) otziguz ve kutziguz bunların da otuz+oğuz ve dokuz+oğuz olmaları işten bile değil. bilim dünyasında şu anda kabul görmekte. Daha doğru bir okunuşu yok.
Ek: Malazgirt'te bizim safimiza geçtiler yahut savaşmak istemediler biraz hikâye aslında. Selçuklu saflarına geçen Peçenek sayısı 2.000.
Kalanlar da imparatora sadakat yemini etmişler ve gerçekten Saf değiştirmemişlerdir.
peçenekler 10 .yüzyılda oğuzların baskısı sonucu batı karadeniz ve balkanlara geldiler. peçenekler karadenizin kuzeyi ve balkanlarda 11. yüzyılın sonlarına kadar önemli bir güç oldular. 1048 yılında tunayı geçerek bizansa akına başladılar. 1050 yılında edirneyi kuşatan peçenekler, 1053 yılında bizansı ağır yenilgiye uğratmışlardır. 1090 yılında büyük çekmeceye kadar geldiler. bu dönemde bizanslılar batıda peçenek türkleri, anadoludan selçuklu türkleri, izmir ve civarında çaka bey ile uğraşıyordu. peçenekler bu sırada istanbulu almak isteyen çaka bey ile anlaştılar. buna göre peçenekler karadan, çakabey denizden istanbulu kuşatacaktı. bizans bu tehlikeden kendini başka bir türk kavmi olan kıpçakların yardımıyla kurtuldu. oğuzlardan sonra balkanlara gelmiş olan kıpçaklarla anlaşan bizans yöneticileri, meriç kıyısında göçebe iki gücü birbirine kapıştırdılar. sonuçta peçenekler ağır yenilgi aldılar. (1091- meriç savaşı). bu olaydan sonra peçeneklerin bir kısmı macaristana çekilerek macarlara karıştılar. bir kısmıda vardar nehri boylarına yerleştiler ve slavlaştılar. bir kısmı da bizanslılar tarafından alınarak kıpçaklarla birlikte anadoluya selçuklulara tampon maksatlı yerleştirildiler. fakat malazgirt savaşında bizans ordusunun büyük çoğunluğunu teşkil eden oğuz-peçenek-kıpçak türkleri saf değiştirdiler.