cine 5'te yarışma programı sunuyor kendisi. programının adını bilmiyorum ama format olarak değişik; vakit geçirmek için de sıkmayan, eğlenceli bir şey. lakin bu adam devamlı kendi anılarından bahsederek öyle itici bir hale getirmekte ki programı, izlese kendisi bile inanamaz herhalde. sunucular elbette konuklarla sohbet edip anılarını paylaşabilirler (bkz: kenan ışık) ama paşhan yılmazel bunu yaptığında egosunu okşuyor, kendini tatmin ediyor gibi bir görüntü çıkıyor ortaya. vay efendim ben orada da bulunmuştum, onu da yapmıştım, of işim çok güzel, aman yollar gidişime kızlar duruşuma hasta falan bir tripler... diyeceksin ki kendisi zaten sunucu değil, o ayrı. ama kendisi oyuncu da değil, o ne olacak? iki tane tabiri caizse kıçıkırık filmde rol alıp oyuncu okulu açılabiliyorsa ne ala.
onun dışında bir de lügatından afaki ve kontra sözcüklerini çıkarırsa; ayrıca sokakta dolaşmakta olan muhabirine sataşmayı bırakırsa programında ne yapacak, neyden bahsedecek çok merak etmekteyim. ulan kompozisyonda bile bir kelimenin en fazla kaç defa tekrar edilebileceğine dair bir kural vardır, kaldı ki sen yaklaşık iki saat boyu ekranda kalıyorsun. farklı şeyleri aynı kelimelerle ifade ederek insanları bunaltmayacağına nasıl bu kadar inanabiliyorsun?
dipnot: neden bu kadar öfkelendiğim konusunda benim de bir fikrim yok.
hayat bilgisi'nin ortegasıydı. fenerbahçe ile sözleşme imzaladığı bölümlerde barbi'nin babası ona arabasıyla çarptı ve tam futbol hayatı bitti derken bir sezon sonra bursaspor ile anlaştı. fekat barbi aşkı ona kuzguncukspor ile idare ettirdi.
allah rahmet eylesin.
he seferinde böyle oluyor.
değer verilmesi gereken insanlar öldükten sonra değerli oluyor.
bu güne kadar hiç bu kadar entry girilmemişti hakkında zaten topu topu entry asyısı da
16 nickaltında ki,
sabaha karşı geçirdiği trafik kazasında hayata gözlerini yuman genç oyuncuyu
rahmetle anıyoruz.
yakınlarına, sevdiklerine başsağlığı ve allahtan sabır diliyoruz.
ortega olmaktan bir gıdım ileri gidememiş, kötü oyuncu, ıyyy piss... diyen insanları biraz tiyatro izlemeye davet ediyorum.
En son "aşk bu mu?" isimli oyununa gittim, (bkz: onur sermik) oyunuymus. tek başına izletiyor. partneri yasemin öztürk'ün de hakkını yemiyeyim daha önce izlememiştim onu, ikisi de çok başarılılar ama paşhan göz kamaştırıyordu.
paşhan'ın yeri bende hayat bilgisi'nden beri ayrıdır. radyo programı sunuyordu bir ara.o da pek hoştu be! "iki oda bir sinan"ı da izlemiştim. nedim saban la oynuyordu orda... tiyatroda bi harika bu adam, izleyin muhakkak. keşke televizyonda da görsek yeniden...
bu arada "aşk bu mu?" oyununun yazarına sesleniyorum. azıcık evliliğe sıcak bakmaya başladığım bir dönemde izledim oyunu, bitirdin bitirdin! Evlenmek istemediğimden terkedilir oldum. yazarın da dedigi gibi "evlenmeden oyunu izleyin" arkadaşlar, evlilikten vazgeçeceksiniz. :/