-"paşa çocuğu gibi yayılmış beyim, kalk çabuk bakayım ordan hadi işinin başına. hadi. hadi dedim ama..."
bilmez ki bana bu lafları sarfeden şahıs babamın paşa olduğunu. konuşur durur saatlerce. yok göt büyütüyormuşumda, yok iş götü yokmuş bende. çayımı yudumlayıp dinlerim sakin sakin, arada sırıtıp daha da sinirlendiririm keratayı. sinirden dayanamayıp ta gelir yanıma başıma, çatar kaşları.
bu duyguyu çok seviyorum. karşımda patron avazı çıktığı kadar bağırıyor, küfürler savuruyor. bense onun sinirden sahip çıkamadığı mimiklerine bakıp kıkır kıkır gülüyorum. işte tam da o anda dayanamayıp sıkıca gömleğimden tutup, kendine doğru çekiyor beni.
-"paşa çocuğu musun lan it?"
belki çoğumuza bu soru yöneltilmiştir. "paşa çocuğu musun lan, oturma çalış." bende her zaman bunun cevabını evet olarak verip, soruyu soranın suratında oluşan rengi ton ton izlemek isterim. ama günümüz koşullarında ekmek aslanın ağzında, bunu yapmak insan evladının işi değil. zaten babam da paşa değil. ama babam paşa olsaydı ve kenarda hazır işim bekleseydi, patronun yakamdan tutup kendine çektiği o vakit.