pazartesi sendromu falan diye bir şey yoktur. bir günlük tatilden sonra işe gitmek bir insana bu kadar zor gelmesi anlamsızdır. insan makine gibi gibidir belli bir kuralları olup işine gitmek zorundadır. öyle insanlar var hiç tatil falan yapmıyor, 365 gün full çalışıyor. tutturmuşlar bir pazartesi gidiyorlar anlamsız yere. pazartesi günü geldi mi normal bir gün gibi kalkıp işine gideceksin bu işin pazartesi veya salısı olmaz. tatil gününü değiştirsinler pazartesi gününü tatil yapsınlar insanlar rahat eder. sendrom falan kimsede olmaz.
eğer ikamet ettiğiniz şehrin dışında bir üniversitede okuyorsanız, pazartesi günleri başınıza gelecek şeydir. lan kocaeli'ye gitmek şunun şurası 2 saat maksimum, ama gidemiyorum 2 haftadır pazartesi günleri. devamsızlıktan kalmasak da, derse girmeden nasıl geçeceğim novel dersini ben de merak ediyorum.
aylar sonra okula, işe başlamakla katlanan hadise. Yaklaşık 3aydır okula gitmeyen bünyeleri okula göndermek bir işkencedir, hele bu saatten sonra. Kalk hazırlan okula git offff
yaptığımız işi, her ne ise o, sevmediğimizden mütevellit kaynaklanan durum. gönlünün istediği yerden, mecbur kaldığın yere dönerkenki yaşanan ruhsal durum. gönlünüzün istediği bir işi yapıyor olsaydınız, yaşamayacağınızı düşündüğüm durum. kısacası gönül meselesi.
çaresi için: acilen mad men ve game of thrones dizilerine başlanmalı. yeni bölümü pazartesi günleri internete konduğu için bir nebze azalıyor bu meret.
esasen her güne ve her duruma bir sendrom uydurma meraklısı insanların oluşturduğu yapay ''sendromdur''. evet günümüzdeki ekonomik şartlar, insanların çalıştıkları işlerin kendilerine kattığı prestij; beklentiler gibi etkenleri göz önüne aldığımızda pazartesi dahil olmak üzere diğer iş günlerinde de sabah otobüslerde mutsuz şekilde işe giden insanların varlığı azımsanamayacak kadar çoktur. ama tek bir şey insanların elini kolunu bağlıyor; mecburiyet.