aradığını iki stand ötede bulur. işte 1 yıldır görüşemediği aşkı 2 metre ötededir. inanılmazdır. birbirlerine bakarlar önce; sonra kız ona yaklaşır, yaklaşır ve ona dokunur. kokusunu içine çeker. 1 senedir görmüyordur onu. ne kadar özlemiş. eee armut sezonu yeni açıldı. 1 senedir görüşemiyorlar. bırakın hasretlerini gidersinler...
en yakın zamanda haftanın günleriyle anılan bir mahalle/semt pazarına gitmelisin, görmelisin. belki içlerinden birisiyle dünya evine girersin, çocuk yaparsınız düzinelerce..
düğünlere sığmayıp taşıyor artık bu kitle.. kafeler, simit sarayları, barlar, diskolar.. buralar masum eğlence mekanları değil, bilindiği gibi. bunlar yeni yetme işi kısmet arama yerleri hep.. düğünler disko, bar oldu ama pazarlar hala pazar. en çok da bir nesil öncesi düğünlerde ve pazarlarda kısmet arardı. hala bu geleneği devam ettirenler var. pazara * makyajla gitmek başka nasıl açıklanabilir ki? yalnız hiç dalga geçmeyin, çok güzel oluyor bazıları.
ha diyeceksin ki "pazara alışverişe gitmiş olamaz mı dürzü?" doğru olabilir ama elinde poşet yok ve makyajlı.. kıvırtıyor, üstelik pazarcıların yaratıcı "zerzavatsal" laflarına aldırışsınz.. hmm.. hiç de alışveriş yapıyor gibi görünmedi bana?
ankara'da sincan dolaylarında görülebilecek kızlardır. yeşil adidas eşofmanının üzerine tam da piyasa yapmaya hazırlandığı pazardan aldığı tişörtünü giyer. Saçlar mı tabii ki uzun ve düz. Önü de şöyle bi kıvrılmış, bir şeyler olmuş. Aradığını da bulur mu bulur.
lisedeyken bir arkadaşım vardı böyle. pazarcı bir çocuğa aşık olmuştu. kışın, kar yağmur demeden yirmi senelik ev hanımları gibi haftada iki gün pazara giderdi. tavladıda çocuğu ama aşkları kısa sürdü pek tabi. o gün bugündür pazara çıkmaz kendisi,şimdi aşkını hipermarketlerde arıyormuş duyduğuma göre.*