tüm pazar tezgahlarını gezip en ucuz ama en iyi görüneni bulmaya çalışmak, eve geldiğinde kendi kendine gel abla gel kilosu bi milyon diye mırıldanmak...
kanser olmak demektir. bu ne ilkelliktir yarabbim millet birbirine sürte sürte yürümeye çalışıyor, el alemle dip dibe alışveriş yapmak zorunda kalıyor, kazıkladığını tipinden bile anlayabileceği cahil insanlardan alışveriş etmek durumunda kalıyor. bugün uzun zaman sonra pazarın nabzını bir yokladım. leş gibi iğrenç bir yer. geri kalmışlığın örneğidir pazar. marketler varken bunların azalarak bitmesi gerekiyor.
Salı pazarı duydum, çarşamba pazarı duydum, perşembe pazarı duydum ama cuma pazarı nedir ya allah allah.
Bugün Sabahın köründe kalk öğlen oldu diyen anne tarafından uyandırılarak zorla götürüldüğüm saçma oluşum. Hayır avmden bir kuruş daha ucuz değil hepsi saçmasapan merdiven altı şeyler. Ne buluyosunuz şunda anlamıyorum ki.
Sebzenin meyvenin tazesini uygununu bol çesidini almak icin yapılan eylem.
Nitekim her zaman pazarda ne kadar çürümüş küflenmiş domates, küflü ceviz, kart yeşil fasulye, kart mısır ve benzeri pazarcıların satamadığı ne varsa sahsımın topladığı mekandır. Bir hafta gitmesem bir pazarcının boynu bükük kalır gelmedi bizim enayi diye. Insan her hafta aynı şeyi yaşar mı yaa. Daha da davosa gitmem.
https://galeri.uludagsozluk.com/r/2379082/+
Pazara gitmeyi çok seviyorum ama bu saatte değil. Neyse bugün böyle kardeşime eşlik edeyim diye çıktım. Biz sabah çıkarız pahalı olsa da ürün kalitesi daha iyi ve daha sakindir pazar. Bu saatler keyif vermiyor curcunadan.
Neyse yine de güzellikler var tabi. ışığın turba yansıması gibi… renklerin güzelliği gibi…