canınız sıkılır ama diğerlerini uyandırırım diye tv açamazsınız, ortalıkta dolanamazsınız. bilgisayar ve internet varsa sözlüğe girer vakit geçirmeye çalışırsınız.
zorun ne be adam. deli mi sikti seni? yat uyu işte, mis gibi pazar günü. ama nerde. uykusuzluk girmiştir bir kere bünyeye. kafada binbir düşünce. sözlükte biraz geyik yaparak ya da bir gerilim filmi ile kendinize gelebilirsiniz.
çocukken çokça yapılan olaydır efendim. sadece beni ilgilendirmiyor birçok yeni arkadaşımdan da böyle şeyler yaşadığını duymuşluğum vardır. bana gelince ansiklopedi karıştırırdım ben 6 yaşındayken erken kalktığımda, ha bi de yalan rüzgarı çıkardı sabah 6'da show tv'de. hemen ardından da kanal 7'de esma ül hüsna yı tek tek anlatan ve çok derin bir fon müziği taşıyan ilahi bir yayınla sabahı karşılardım. ne macera ama.
kalkma zorunluluğunun olmadığı günü elinden geldiğince uzun yaşama ile uyunabilecek tek günde de uyumama arasında bocalayıp, en sonunda uykusu kaçan insan.
eğer bi evde misafir olarak kalıyorsan mutlaka başa gelecek hededir. bişeyde yapamazsın.
yatarken önce halı desenlerini sonra perdeleri incelersin...uyandıktan bi saat sonra bile hala kimsede ses seda yoksa gürültü yapma çabalarına girişirsin.
(bkz: acikli acikli)
ilkokul : herkesden önce kalkılır. çizgi film falan izlenir.
ortaokul : küçük kardeş sizden önce kalkar. hadi abi kalk sevdiğin çizgi film başladı kalk diye yatağınızda zıplamaktadır.
lise : amaç akşam izlenen kırmızı noktalı filmin etkisiyle kimse kalkmadan önce banyoya gitmektir. ama başarılamaz. maaile kalmıştır ve duşa girdiğinde herşey anlaşılır.
üniversite : pazar sabahı? o da ne? diye düşünürsün. ne seni ısrarla kahvaltıya çağıran anne, ne yatağında zıplayan küçük kardeş, ne de hadi oğlum kalkta bana bi gaste al diyen baba vardır etrafında. yalnızsındır.
iş hayatı : kalkılmaz. uyunur. pazartesi sabahı beklenir.