bazen içine düştüğüm durumdur. "evde kafayı yiyorsun ne güzel" şeklinde verilen ayarlara kulak asmayan bünyenin evde bilgisayarın başında bütün gününü harcamasıdır.
halbuki sevgiline sarılıp sahilde dolaşmak varken...
80lerde çocuk olanlar bilirler. pazar günleri trt 1'de pazar konserleri verilirdi. tüm öğleden sonrayı kaplayan pazar konserleri(opera ve klasik müzik) seyredecek kanal altarnatifi olmadığı için tüm günü zehir sıkkım ederdi insana.
bir de tabi ertesi gün okul, işe gidenler için iş vardır ki o ondan da beter. tatilin bitişini simgeler pazar günleri. sırayla banyo yapmaca, ertesi gün mendil üzerine konacak ellerin temiz görünmesi için kesilen tırnaklar. cuma akşamını ve cumartesi gününü oynayarak geçirdiğin için pazar gününe sıkıştırılmış bir yığın ödev. tam bir işkenceydi pazar günleri. sevmemek için bir sürü bahane vardır pazar gününü. güneşli bile olsa hava pazar gününde, yine de kasvete boğar, hüzne gark eder insanı. sevmedim sevemedim pazar günlerini bu yüzden..
pazar günleri çocukluktan tüm gün futbol programları seyredilmesi,anneminde beynimizin derisini soyarak bizi yıkaması anlamına gelirdi.O yüzden hep nefret edelim.Bide insan zamanla yanlızlaştığından pazar günleri daha bir boş geçer olduğundan daha bir sıkıcıdır.