kendi adıma evde olanı için; çekirdek aile yapılan kahvaltı eşliğinde, abimle tom ve jerry izlememiz, babanın belgesel açmak istemesi, annenin ise , evin en küçüğü olduğum için, ben nereyi istiyorsam, orayı açın demeseydi. güzel günlerdi. hala az da olsa, arada sırada pazar günleri buna benzer şeyler yaşanıyor. ama çocuk iken, daha güzeldi tabii.
pazar günlerinden bahsetmek isterim size
kasvet dolu
gri bir pencereden gökyüzünü izlercesine
icimde yer edinmis pazar günlerinden
hani su cumaları utandıran
pazar günleri
akla hayale sıgmayan bir lambanın los ısıgından yansıyan
kirli bir görüntü esliginde sunar bize
cumartesi
pazarları
yatagı dagınık bir cocugun
sorumsuzlugundan dogar
nesesizligi
ve
kimse umursamaz gecip gidisini.
her şeyden biraz durulmak istediğim tek gün. pazar günü bunun için çok ideal bir gündür. ama akşama kadar vakit çok hızlı geçecek. içten içe sövdüren tek sebebi bu sanırım.
nedense hüzünlü bir gün. bir yandan cumartesiyi çarçur etmiş olmanın verdiği pişmanlık, diğer yandan pazarı da çarçur ediyor olmanın verdiği eşşeklikten mütevellit can sıkıntısı..
07.00 - uyanış.
07.00-09.00 - çizgi film.
09.00-09.45 - kahvaltı.
09.45-10.00 - hazırlık ve dışarı kaçış.
10.00-akşam ezanı - oyun oyun oyun.
Akşam-yatsı - akşam yemeği ve banyo
Uykun gelince - uyumak.