Özledim, evimde güzel bir kahvaltı hazırlayıp huzurluca tek başıma pazar sabahına başlamayı. Sonra pazara giderdim. Yada öncesinde temizlik yapardım. insan sıradan bir gününü özler mi. Çok özledim.
ilk başta triplere girilir, sevilen-özlenen şahıs akla gelir, şimdi olsaydı diye hayallerle şizofrenik bir kahvaltı yapılır, üstüne bir de sigara yakılır ve ardından sözlüğe girilince, yalnız olunmadığının verdiği rahatlama hissi ile normale dönülür.
5 yıldır çoğu pazar yaptığım eylemdir. Yoksa siz hala alışamadınız mı?
Pazar sabahını güzelleştirecek bir partneriniz yoksa yalnız yapın efenim kahvaltınızı. Acıtsa da öldürmez.
Kahvaltı= kahve altı kelimesinin bugüne kadar gelmiş adıdır. Eskiler, sabah kalkınca (çay daha bulunmamış iken) kahve içerlemiş. Kahve aç karnına içilmediğinden, kahveden önce bir şeyler yenirmiş.
dünden veya daha öncesinden kalmış bayat ekmek, bim krem peynir, bim tereyağ, bim çekirdeksiz çilek reçeli, fisko birlik fındık ezmesi, peripella ile saat 12 gibi yapacağım eylemdir. iyi pazarlar
kalvaltısını tek başına yapmaktan hiç hoşlanmayan insanların içinde bulunduğu kötü durum. yarım bakan gözler, sıcacık yataktan kalkmanın insanın yüzüne verdiği soğukluk, güneşin sıcak vuran fakat aldatıcı olan yüzü, yere basılan çıplak ayaklar ve sana bakan yalnız bal, ekmek, çay ve peynir...
pazar günü tek tatilim olduğu için arasıra isteyerek yaptığımdır. balkona çıkıp yavaş yavaş, kafanı dinleyerek, insanları izleyerek yapılan kahvaltı huzur verir insana. her zaman değil tabi senede bir kaç kere yeterli.
melankoliğe bağlamaması gereken eylemdir. netekim pazar günü işe gitmek zorunda olanlar ve bu yüzden evde saatlerce sürecek bir kahvaltı yapamayanlar da vardır.