yalnız insan işidir. pazar günü yalnız bir insan için saat kavramının bir önemi olmadığından öğlen vaktinde kahvaltı yapar. öyle özene bezene sofra hazırlamaz. tek kişilk hazırlar herşeyi. tek kişilik masasında tek kişilk benliğiyle... biraz domates biraz peynir, zeytin. çayını da büyük bardakta içer. bir daha masadan kalkmamak için seçmiştir büyük bardağı. ne de olsa çay keyfi yapacak kimsesi yoktur. ince belli bardağa da gerek duymaz bu sebeple. hazırlarken düşünür 'neden yalnızım?' diye. çay kaşığına uzanacakken çatala uzanır bu sırada. kafası karışmıştır. sonra hızlı hızlı yer yemeğini boğazına dizilmeden. çünkü alışmıştır yalnızlığa.
hiç te sanıldığı gibi kötü bir şey değildir. insanlardan bunalmış biri için ideal rahatlatıcıdır. evdekilerin kavga gürültüsü olmadan, iştekilerin bitmeyen istekleri olmadan oooh tek başına tavada sucuk,yeşil zeytin, eski kaşar. sahip olamadığım şeydir, pazar günü tek başına kahvaltı yapmak,kendimle kalmak.
ilk başta triplere girilir, sevilen-özlenen şahıs akla gelir, şimdi olsaydı diye hayallerle şizofrenik bir kahvaltı yapılır, üstüne bir de sigara yakılır ve ardından sözlüğe girilince, yalnız olunmadığının verdiği rahatlama hissi ile normale dönülür.
5 yıldır çoğu pazar yaptığım eylemdir. Yoksa siz hala alışamadınız mı?
Pazar sabahını güzelleştirecek bir partneriniz yoksa yalnız yapın efenim kahvaltınızı. Acıtsa da öldürmez.
Kahvaltı= kahve altı kelimesinin bugüne kadar gelmiş adıdır. Eskiler, sabah kalkınca (çay daha bulunmamış iken) kahve içerlemiş. Kahve aç karnına içilmediğinden, kahveden önce bir şeyler yenirmiş.
özene bezene hazırlanan kahvaltıların yanında sizin ki öksüz kalır yetim kalır ya hani, toplulukla yapılan pazar kahvaltılarında edilen sohbetlerin neşesi kadar, atılan kahkahaların sesi kadar neşesiz ve sessizdir sizin kahvaltınız. sabah sabah çay ve sigara ile geçiştirilen kahvaltıdır. ***
Böyle kaderin taaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa diye başlanan cümlelerin kurulduğu melankolik günlerde olabileceği gibi oh be kafamı dinliyorumu da yaşatabilen anlardır.