asosyallikle alakası olmayan gayet normal bir tercih meselesidir. bütün hafta çalışır didinirsin, insanlarla görüşür, işinle alakalı gezdiğin olur. cumartesi çıkar arkadaşlarla içersin. pazar da kendine ayırır, kitabını okur, filmini izler, sözlüğe yazarsın.
müzik dinlemek, sözlükte takılmak, kahve içmek, kitap okumak, müzik dinlemek, sözlükte takılmak, film izlemek en sonda ders çalışmak var inşallah çalışacağım.
asosyallik değildir. pazar gününü sevmemekten kaynaklıdır.
tadından yenmez. en çok zevk aldığım ritüellerimden birisidir.
önce güzel kallavi bir kahvaltı, sonra yak bir sigara güzel bir türk kahvesi eşliğinde,pijamalarla aheste aheste dolaşmak, gazetelere göz atmak, bulmaca çözmek...
abur cubur, bir sürü film, dizi, maç, oh karışan katışan yok.
açılır son ses sevilen müzikler, etraf toparlanır, dolaplar çekmeceler falan düzenlenir. sırası karışmış kitaplar,dergiler,dvdler falan yerleştirilir tekrardan ,inceleyerek uzun uzun.
2000 parçalık puzzle ile uğraşmak belki...
sonra güzel bir bakım ve seansı ve uzuun keyifli bir duş.
al eline güzel bir dergi ya da kitap uzan yatağına, öylece dal uykuya.
oh miss, bundan güzeli varmı?
insanın en çok kendisiyle zaman geçirmeye ihtiyacı var.
pazar günleri evde yalnız olmak tüm bunlara imkan sağladığı için yalnızlık değiş bir şanstır.
eğer hanım, çocuğu da alıp kayınvalideye gittiyse süper olan bir durum. pes oynanır, sözlüğe girilir, gitar çalınır, müzik dinlenir, film izlenir, süperdir süper.