haftasonu için verilen ödevlerin pazar gecesine bırakılması, bütün gün koşturup kan,ter içinde kalınca banyo yapma zorunluluğu, ertesi gün okula gidecek olmanın baskısı insanın halet-i ruhiyesini pek feci zorlar.
ödevler çoksa ve yetişememe durumu varsa önce anneden yardım istenir -ki asıl istenen ertesi gün okula gitmemektir ve dile getirilemez.
bütün gün arkadaşlarla koşuşturmaca, çift kale maçlar hem yormuş hemde üstünü başını feci kirletmiştir, leş gibi kokmuşsundur. zaten haftada ikiyi geçmeyen banyolardan birini o gece yapmak zorundasındır.
hem de evde kalorifer neyin olmadığından, içerisinde soba olan tek odada -oturma odasında, yere serilen bir ekstra halı ve onun üzerine konan leğenin içerisinde banyo yaparsın. anne ayrıca önlüğünü yıkamıştır, babanın gömleklerini yıkamıştır, bunlar ya soba borusunun üstündeki askılarda kurumakta, ya da anne ütü yapmaktadır. sıcak dışarıya kaçmasın diye kapanan kapılar yüzünden oda iyice buharın esiri olmuştur.
tüm bu şartlar adamı gerer, sıkar, pazar gecesi depresyonunu yaşatır.
zamanın verilen sureleri ezberlemeyenleri fiske cezası ile cezalandırdığı lanet din kültürü öğretmenciklerinin* verdiği sure ezberlenmemiştir ve havanın kararmasına denk gelen ezan sesi -ezberlenmemiş sureyi hatırlatması dolayısıyla- gerginliğin sebepleri arasında halay başı olur...*
ne günlerdi be...
Evet yarın sabahın köründe uyanmak zorunda kalacağımız için ve bunun takriben 5 gün devam edeceğini bildiğimiz için var olan depresyon çeşidi. içsen içemezsin, yatsan yatamazsın, boring bi durum.