(bkz: her şey yalnızlıktan). bir arkadaşımız, sevgilimiz filan olsa pazar sabahı başka şekilde değerlendirilir* ama biz gelmiş entry giriyoruz yazık çok yazık.
işsizliğin hat safhasıdır azizim. dışarıdaki insanlar yürüyüşteyken, masum aileler mutlu mutlu kahvatlı hazırlıyorken hayattan birşey beklemeden, bir karşılığı olmadan yazmak, yazmak ve yazmaktır. hele ki bu entry'ye (bkz: karapaks - beni bir melek öldürdü) eşlik ediyorsa çok daha kötüdür.
aslında kötü olan entry girmek değildir. yalnız olmaktır, bağlanamamaktır, sevememektir, hüzünlenmek ağlamaktır.
Sıcacık yatağında uyurken sevgilisinden gelen gunaydin mesajina uyanmistir , hazir uyandim isim gucum yok , sicacik yatagimdan kalkmadan telefondan internete girerek Eurovision hakkinda ne yazdilar diye merak edip sonra da entry giriyim demistir.
pazar sabahı uyanık olmak ve sözlük'e entry girmek eylemidir.
pazar pazar sınav koyan zihniyete küfretmek amaçlı bir hissiyat vardır şahsın içinde, lakin mezun olmadan hiçbir hocaya küfredilmeyeceğini bilir kendileri. güzelim pazar sabahı ders çalışmayı da almaz yüreği. uyusa, yatak batar zaten sınav öncesi.
pazar günü sınavı olan şahsiyet de girer sözlük'e; hem ders çalışmanın kasvetinden uzaklaşır, hem de uyanık kalmış olur. vicdan azabı kötü bir şeydir çünkü. kendini kandırmaksa o kadar fena sayılmaz.