anne diye tabir edilen fakat o an bir kir kazıyıcıya dönüşen insan tarafından; dirseklerden, dizlerden, ayak bilekleri ve boyundan; sokakta, boş arsalarda bin bir emekle vücuda döşenmiş bir haftalık oyun izinin kazım kazım kazınmasıdır.
çığlıklarının yeniden duyulmasına sebep olan başlık..sadece annenin derinizi soymasıyla bitmez pazar günü işkencesi.. tırnaklar kesilir , 3-4 haftada bir anneyle gidilen berberde saçlar tavuk götü modeli yaptırılır , yarın okul olduğundan dolayısıyla erken yatmak zorunluluğu vuku bulduğundan parliament pazar gecesi sinemaları kaçırılır..pazar günü tüm insanlar tatil yapıp eğleniyorken , çocuğun en acı günüdür pazar..
ÇOCUKKEN ELLER BURUŞANA KADAR YAPILAN EYLEMDi. AMAÇ ERTESi GÜN OKULA "MiS GiBi" GiTMEKTi.ELLER BURUŞUNCA "ANNEEEE ELLERiM DEDE OLMUŞ" DEYiP BANYODAN ÇIKILIRDI. **
çocukluk dönemimin en büyük korkularındandır. anne baskısı ile pazar günü o banyoya sike sike girilir. o günlerde ev sobalıdır. banyo sobası ise bir tek pazar günleri yakılır, o gün yıkanmazsan diğer günler götün donarak banyo yapmak gözünde büyür. tüm bunlar bir araya gelince elin mahkum götün gardiyan o pazar banyosunu yaparsın, daha sonra sobanın dibine girerek ısınmaya çalışırsın. donan götün başın bir anlık dalgınlığın ile yanar bu sefer. her şekilde lanettir bu pazar banyosu. allahtan artık doğalgazdır kaloriferdir heme her yerde var. pazar banyosu zevkine bile yapılabilir artık. teknolojinin gözünü sevem.
bazen arkaya dönüp baktığımda o çocukkene bizimkiler dizisinden sonra yaptığım banyodan sonraki gibi hüzünlenmedim hiç. öyle çocuksuydu ki. öyle içtendi ki. yarın okulun olacağı mıh gibi beynime kazınırdı o banyodan sonra.
seksenli yıllar da çocuk olanların daha çok yaptıkları eylem. soba üstünde kaynayan suyu beklemesi ve eli öpülesi annelerimizin bizleri yıkamak için suyu getirme zahmeti unutulamaz.