insanların neden büyüttüğünü anlayamadığım sendrom.
Okul döneminde hiç girmiyorum.
Şimdi ise 2 ay kadar çalışıyorum ama yine koymuyor.
Çalışmak dediysem çay,kahve,sigara ve sözlükte takılıyorum.
bizimkiler'in ardından yapılması gereken banyoyla sona eren, hüzünlü ve bir o kadar da kısa aksamda yaşanan duyguların özeti. belki de parliament pazar gecesi sinemasının gelen yeni okul haftasından önce, hafta sonunun son güzel olayı olmasıdır nedeni.
Yurtta okuyanlar için tasarlanan sendrom. Evinizde dolu dolu geçirdiğiniz *~ liseye geçtiğinizde yurda doğru korkunç ve sıkıcı 3 saatlik yolculuk yaparsınız. Pazar gününden nefret edersiniz artık. Cumarteside kalmak için dua edersiniz ama olmaz olmaz ve yine olmaz işte.
pazartesi sendromunun doğru adıdır. pazar günü depresyona girilir, depresif gözlerle bakılarak tüm hayat gözden geçirilir. her şey berbattır, bütün hayatınız korkakça ve ezikçe geçmiştir. elinizde hiç bir şey yoktur ama sonraki gün ne sikimse hepsi unutulur. yeniden doğmuşsunuzdur ve tahtınızdan küstahça bakarsınız insanlara. benim pazartesi sendromum pazar başlar, pazartesi biter.
yarın iş yada okul vardır zinde uyanmak için erken yatılır ama malesef bi türlü uykuya geçilmez(çünkü gün içinde hep kıç devrilip yatılmıştır) tuhaf bi rahatsızlık hissiyle yatakta dönüp durulur vakit geçer geçer ve aslında normal uyuma saatinden kayıldığı görülür 4 e doğru fln bi uyku bastırır zaten 3saat sonra da uyanma vakti gelecektir velhasıl okula sersem gibi ve şişmiş kaymış gözlerle gidilir. o yüzden ne yapmalıdır uyku gelmeden artislik yapıp gidip erkenden yatılmamalıdır. *