iğrenç saatlerin başladığı anlardır, pazartesiye şurda ne kalmıştır, bunye hiç bir şeyden zevk almamaya başlar, en verimli olanı halı sahayla değerlendirilenidir, bir an evvel pazartesi olsundur ve işbaşı yapılsındır. daha da kotusu için (bkz: pazar saat 22.30). en güzeli içinse (bkz: cumartesi saat 18 den sonrası).
banyodan çıkılır. sıcak havlu kokusunun eşliğinde star tv parliament pazar gecesi sinemasındaki geleceğe dönüş ya da show tv'deki üç küçük ninja filmi izlenir. öğretmenin ertesi gün yapacağını söylediği matematik sınavından dolayı karın yavaş yavaş ağrımaya başlamıştır.
yaş grubuna göre farklı halet-i ruhiyelerin yaşandığı saatlerdir:
8-10 yaşlarındayken ''anne banyo yapmak istemiyorum,tv seyredicem ben''
10-15 yaşlarındayken ''ya çok üşütmüşüm galiba anne ben,bugün maç vardı biliyorsun, yarın bu halde okula gidemem ben, hiç uyandırma sabah beni''
15-20 yaşlarındayken ''aman be haftasonu dershane, hafta içi okul, kimse bana acımıyor''
20.. yaşlarında ''yarın yok, yarın yaşanmayacak, keyfine bak sen, sabaha nasılsa 15 tane saat kurdun seni uyandıracak'' diye devam eder bu.
ertesi günün pazartesi olduğunu bilmek yetmiyormuş gibi,tv'nin de buna programlanmış gibi saçma sapan programlar yayınlamasıyla da tadından yenmeyen saatlerdir.mis(!) gibidir.
sinirler gerilir, vücut kaskatı olur, okunmaya çalışılan kitaptan hiç zevk alınmaz, bir bok anlaşılmaz, bir başyapıt değilse izlenen film sarmaz, saat ilerlemek nedir bilmez, hane halkı ile yüz yüze gelinmek istenmez, şiddetlenen intihar eğilimi savuşturulmaya çalışılır, yaşam muhasebesi yapılıp hep zararlı, müflis çıkılır.