utancın hikayesi:
17 saat sürecek bir tren yolculuğundasın. bir tabur adama yetecek kadar nevalen var. haldır huldur yumuldun pastaya, böreğe ve çaprazında kuru üzüme benzeyen yaşlıyla göz göze geldin, yemeye devam ettin.
10 dakika sonra yaşlı adam mendilini sofra saydı kendine. bir salatalık, bir domates, yarım ekmek ve biraz peyniri ile sofrasına yöneldi. göz göze geldin, ekmeğini sana uzatıp sofrasına davet etti.
yerin dibi nerede, girmek gerek. boğazda tıkanıp kalan utancı sindiremeden yerin dibine girmek gerek.
mutluluğun hikayesi:
bisiklet turundasın, nazara inanmıyorsun ama yerde bulduğun nazar boncuğu hoşuna gidiyor ve bisikletine takıyorsun. dağın başında bir köye girerken 3 küçük çocuk yolunu kesiyor. "para vermeden geçemezsiniz!" diyor dünyanın en tatlı eşkıyaları. nazar boncuğunu çıkartıp küçük kıza veriyorsun. o, nazar boncuğu ile arkadaşlarının yanına koşuyor; koşarken mutluluk saçlarından savruluyor.
hayatın hikayesi:
"paylaşmak" gibi arafta kalmış kelimelerle yazılıyor hayatın hikayesi. sana sorulmadan yazılmaya başlanmış hikayeni seçimlerinle sen şekillendiriyorsun. kararsız kalmış her kelimenin yazgısı senin elinde. bunun farkına varıp yetmiş yaşındaki adamın ekmeğinden üzerine sinen utancı, beş yaşındaki çocuğun saçlarından savrulan mutlulukla silebilmelisin. kim bilir, belki hikayenin anlamı heyecanla koşan bir çocukta saklıdır.
Fotoğraf paylaşmak, video paylaşmak, bulunduğum yeri paylaşmak, mutluluğumu paylaşmak, sevinçlerimi paylaşmak, komik bulduğumu paylaşmak, sevdiğim müziği paylaşmak istiyorum..
Bunları herkesle, bütün arkadaşlarımla paylaşmak istiyorum ama izin vermiyorsun sevgilim.
Seninle paylaşmak istiyorum, müzik diyorum? Senin dinlediğin müziği sevmem diyorsun.
Hikaye diyorum bunlara gerek yok diyorsun ya da bugünlük bu kadar seans yeter diyorsun..
Paylaşacak bir şeyler bulamıyorum, artık kendi içimde dolup taşıyorum, paylaşacak bir yer bile bulamıyorum..
Sözlükten başka içimi dökecek, içimi paylaşabileceğim bir yer bile bulamıyorum..
"Ve böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden,
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye..."
güzel bir şeyi başka insanlarla ortaklaşa yaşamaktır bence paylaşmak. mesela bu gün canım sinemaya gitmek istiyor, "kaybedenler klübü yolda" bu etkinliği benimle paylaşmak isteyen çıkar mı acaba ?