eğer ki abdülhamit cuma selamlıkları hariç saraydan çıkmış gösterilirse, ingiliz elçiyi tokatlama, mehter çaldırma yalanlarına yeni bir yalan daha ekleyecek olan dizidir.
"Kafes ardında hanımlar gibi saklıydı Hamid,
Ali Osman’dan edilmezdi bu korkaklık ümid
Belki kırk elli bin askerle sarılmış Yıldız;
O silahşörler, o al fesli herifler sayısız.
Neye mâl olmada seyret, herifin bir namazı:
Sâde altmış bin adam kaldı namazsız en azı!
Gördüğüm maskaralık gitti de artık zoruma,
Dedim ki: “Bunca zamandır nedir bu gizlenmek?
Biraz da meydana çıksan da hasbihâl etsek.
Adam mı, cin mi nesin? Yok ne bir gören; ne eden;
Ya çünkü saklanıyorsun bucak bucak bizden.
Değil mi saklanıyorsu, demek ki: Korkudasın;
Ya çünkü korkan adamlar, gerek ki saklansın.
Değil mi korkudasın var kabâhatin mutlak!”
tam bir siyasi dizi.
gündemin durumuna göre hükümetin direktifleri doğrultusunda mesajlar da vermeye başladı.
almanya ile aramız limoni ya, bizimkiler almanya'ya atar-gider yapıyor ya.
dizide de almanya, abdülhamid'e ihanet eden paşaya sığınma veriyor, onu elçilikte saklıyor falan.
bizimkiler alman imparatorunun hemofili hastalığından muzdarip olduğunu ortaya çıkarıp, büyükelçiyi buradan tehditle kafakola alıyor ve almanya'ya istediklerini yaptırıyor.
dizide de olsa almanya'ya diz çöktürüyoruz.
şu ülkede osmanlı'yı gerçekten anlatan bir dizi yapılmayacak mı yahu ?
muhteşem yüzyıl yapıldı.
dizi osmanlı dizisinden ziyade, pembe dizi gibiydi.
konusu da ihtirastı.
şimdi ise payitaht abdülhamit yapıldı.
dizi osmanlı dizisinden ziyade, komedi dizisi gibi.
konusu da hayalcilik.
osmanlı'yı adam akıllı anlatın yahu !
çok mu şey istiyoruz yani?
olmamış dizi, hatta berbat. nerde muhteşem yüzyıl, nerde bu berbat yapım.
sen devlet eliyle, tek adamlığı özendireceğim diye o kadar para dök, dizi çektir, referandum öncesi yayına sok; sonuç fiyasko.
yönetmen serdar akar benim beğendiğim bir isim lakin senaryo ve oyunculuklar çok zayıf. hikaye de zaten yüzde 80 yalan üzerine kurulu.
döneminde en büyük toprak kayıpları yaşanan, kıbrıs'ın alanen ingilizlere peşkeş çekildiği, rusların yeşilköye kadar gelip anıt diktiği, avrupalılara bizi kurtarın diye yalvarmaktan nevri dönen abdülhamit'i ulu hakan diye bu millete yutturun tabi.
ingiliz elçiye tokat atmış, herzl'ı huzurunda kovmuş güya ulu hakanımız!
hahahasiktir diyorum sadece!
hoş çomar akp seçmeni için ideal bir yapım ama olan bize de oluyor maalesef.
sürekli resmi tarih şöyle kötü, böyle yalan diyenlerin resmi tarihe alternatif olarak sundukları yeni resmi tarihimiz. eskisinden en önemli fazlası çok daha kolpa oluşu.
yani osmanlı sultanı bir ingiliz vatandaşına-konsolosu geçtim bak- tokat atacak, sonra da bir halt olmayacak! bu tip durumlarda ne olduğunu merak ediyorsanız 19.yy çin tarihi okuyabilir veya fransa nın osmanlı borçlarına karşılık midilli adasını işgalini inceleyebilirsiniz. kaldı ki osmanlı sultanları diplomasiden anlayan kişiler olup, yabancı diplomatlara ve devlet adamlarına sırf tebâsına yaranmak için laf sokacak kaba tipler değildir.
tarihçiden gelen tanım: mental masturbasyon dizisi.
abdülhamid saraydan çıkıyor, beline silah takıp hainin peşine düşüyor ve hatta haini yakalıyor.
kim?
abdülhamid...
hangi abdülhamid?
çırağan sarayında darbe oldu diye kötü anıları hatırlamamak için yıldız sarayına taşınan,
donanma sarayı bombalar diye donanmayı haliç'e kapatan,
velhasıl-ı kelam, cuma selamlığı dışında saraydan çıkmayan abdülhamid.
evet, beline silahı taktı, saltanat kupasına bindi ve hainin bileğine bıçak saplayarak onu yakaladı.
eh, danışmanı mustafa armağan olan diziden bu beklenir zaten.
30 küsur yıl cuma selamlıkları dışında sarayından dışarı zinhar adım atmayan abdülhamit korkağını, elinde silah, maceradan maceraya atılan bir yiğit olarak gösteren, bidon kafalı tavlama dizisidir.
diğer saçmalıkların yanı sıra, cuma selamlıkları dışında burnunu sarayından dışarı çıkarmayan abdülhamit korkağını, eli silahlı, maceradan maceraya atılan bir babayiğit gibi gösterdiği için eleştirdiğim dizidir.
durum böyleyken bakıyorum iki tane çakal gelmiş eksiyi basmış. bu entryi yazıyorum ki eksik kalanlar varsa onlar da eksi versinler.
lan hıyarlar, bu işler öyle eksi vermekle olmaz. hadi bıraktım maceradan maceraya koşmayı, diyebiliyor musunuz ki abdülhamit sarayından çıkardı? diyebiliyor musunuz ki saltanatı boyunca bir kere olsun cepheye veya yurt gezisine çıktı, halkın dertlerini dinledi, nasıl yaşadığını gözüyle gördü?
ingiliz kraliyet donanmasını binbir rica ile boğaza demirlettirerek sarayını koruma altına aldırmış ve (bkz: pay the taht) ülkesini düşmanlardan kurtarmıştır. çakma tarih dizileri serisinden bir örnek.
arkadaşlar viyana fethedildi mi? ben fetihten sonrasını izlemek istiyorum, kaçıncı bölüm oldu.
bir de en azından bir bölümde hollanda elçisine gereken dersi vermeliyiz. kurtlar vadisinde bunu güzel yapıyorlardı, burada da olsun.
bi de norveç'ten bi kızı hareme kapasınlar.