kimi milli egemenlik düşmanının, mevzuyu saptırıp, ortaya "gotunuzu yirtip basiniza da gecirseniz osmanliyi bu topraklardan so ke me ye cek si niz." sıçmığını bırakmasına vesile olan dizidir.
şükürler olsun ki osmanlı bu topraklardan defolup gitti a kamil! sen nerede yaşadığını sanıyorsun? osmanlı'nın sırf "etrak-ı bi-idrak tayfasındandır" diye sarayına ibrikçibaşı bile yapmayacağı sucukçu muhasebecisi cumhuriyet sayesinde başta ama sen ona bakıp osmanlı hala burada sanıyorsun! osmanlı burada olsaydı bugün sıra sıra dizilip sırıtarak poz veren akp'nin büyük başlarının biri bile o makamlarda olamazdı.
--spoiler--
"Hakimiyet ve saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye, ilim icabıdır diye müzakereyle, münakaşa ile verilemez. Hakimiyet, saltanat kuvvetle, kudretle ve zorla alınır. Osmanoğulları zorla Türk Milletinin hakimiyet ve saltanatına vaziülyed olmuşlardı (zorla el koymuşlardı). Bu tasallutlarını altı asırdan beri idame eylemişlerdir. Şimdi de, Türk milleti bu mütecavizlerin hadlerini ihtar ederek, hakimiyet ve saltanatını isyan ederek kendi eline bilfiil almış bulunuyor. Bu bir emrivakidir. Mevzubahis olan, millete saltanatını, hakimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız meselesi değildir. Mesele zaten emrivaki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu behemehal olacaktır. Burada içtima edenler (toplananlar) Meclis ve herkes meseleyi tabii görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir." mustafa kemal atatürk - 1 Kasım 1922 tarihinde şeriye komisyonunda yaptığı konuşma
--spoiler--
Merakimdan izledigim dizidir. Tamamen comarlara "bakin gorun dis mihraklar yuzunden ne hale geldik" mesajini empoze etmek amacli kurgulanmis. Comarlarinda inanmamasi icin bi sebep kalmiyor zaten.
fakat filmin yukarıda verdiğim öyküsünde de göreceğiniz gibi (izlemenizi öneririm), teorik olarak tüm çarlara soğuk bakması gereken stalin, bu şerefsizi filmde, ne yaptıysa iç ve dış düşmanların çıkardığı kargaşaları, komploları önlemek için yapmak zorunda kalan, sert, acımasız ama makbul bir kişi gibi gösterdi. sebebini söylememe lüzum var mı?
benzer bir olay da 12 eylül darbesinden hemen sonra yaşandı. kenan evren nam hain diktatör "4. murat" dizisinin çekilmesini istedi. tema? yine aynıydı. 4. murat'ın zulümlerini "iç ve dış düşmanların çıkardığı kargaşalar, düzenledikleri komplolar" gerekçesiyle haklı çıkarma gayreti. kenan evren'in bu dizinin çekilmesini neden istediğini izah etmeme lüzum var mı?
işte şimdi de tam "ileri faşizme evet referandumu" öncesi bu sefil dizi yayınlanıyor. yine aynı temalar işlenip abdülhamit'in onca zulmü haklı çıkarılacak ve böylece daha da ileri taşınması planlanan akp zulümleri kutsanacak.
sultan abdülhamid, ingiltere sarayına soktuğu ajanından brifing alıyor. ajanımız brifingde harita üzerinde osmanlı'ya dair ingiliz emellerini gösteriyor.
buna göre gelecekte kıbrıs'ta ingiliz hakimiyeti ingiliz planlarında yer almakta. tabi bu konuşma 1896 yılında yapılıyor. oysa kıbrıs'a ingiliz bayrağı tam 18 sene önce yani 1878'de çekilmiş bile.
izleyen abdülhamit hayranlarına, abdülhamit'in bulunduğu sahnelere dikkat etmeleri önerilen dizidir.
eğer ki söz konusu şahsı sarayı dışında herhangi bir yerde gösteren tek bir sahne görürseniz bilin ki yalandır. abdülhamit saltanatı boyunca cuma selamlıkları dışında sarayını asla terk etmemiş, değil cepheye gitmek, yurt gezisine çıkmak, üsküdar'a bile geçmemişti. korkak ve evhamlı bir karakter olduğu için sarayından çıkmaktan çok korkuyordu.
meşhur fotoğraf koleksiyonunu da bu korkusu sebebiyle oluşturmuştu. dışarı çıkmaktan korktuğu için yönettiği imparatorluğun halini bizzat görerek, halkla konuşarak değil, memleketin dört bir yanında çekilen fotoğraflara bakarak anlamaya çalışıyordu.
abdülhamid han: tam da görmek istedikleri şekilde gösterilmiş. tek derdi din, tek derdi millet.
kahvaltı sofrasında israf olmamasına dikkat edilmesi falan.
ama bir yandan da dış borç alınıp yapılan saraylar hiç gösterilmemiş tabi.
şimdilik bir kızı bir oğlu, bir de karısı olan bir padişah var karşımızda. oysa farklı kadınlardan pek çok çocuğu olan bir padişah, neden böyle bir tercih yapıldı ki?
bidar sultan: padişah'ın tek karısı gibi gösterilmiş. oysa ki abdülhamid'in daha pek çok hanımı mevcut, ama bir tek bidar sultan ile kahvaltı sofrasına oturuluyor.
şehzade abdülkadir: halife hazretlerinin isyankar oğlu. kuzeni prens sabahattin tarafından yönlendirilmekte ve muhalif fikirler aşılanmakta.
sanki abdülhamid'in tek oğlu, oysa ki abisi mehmet selim efendi de var o dönem, ama o gösterilmedi.
annesi farklı olan küçük kardeşi şehzade burhanettin'de yok piyasada.
henüz yeni doğmuş şehzade abdürrahim de yok.
naime sultan: padişah'ın gözbebeği olan kızı. sanki tek kız çocuğu gibi gösterilmiş buda.
oysa ki aynı dönem naile, ayşe, şadiye ve refia sultanlar da var sarayda. bunlar da abdülhamid'in kızları değil mi?
cast'tan tasarruf mu edilmiş ne?
seniha sultan; devletlü padişah efendimizin kızkardeşi, Damat Mahmud Celaleddin Paşa'nın zevcesi, prens sabahattin'in validesi. bir yıldız, bir çırağan arası mekik dokuyor, her türlü entrika bunda.
Damat Mahmud Celaleddin Paşa: seniha sultan'ın zevci, prens sabahattin'in babası. dizi itibariyle ingiliz ve yahudilerle işbirliği içinde bir vatan haini portresi çiziyor. ama gerçekte öyle biri değil.
bu arada bir ek bilgi, osmanlı'da bir başka damat mahmut celalettin paşa var, o paşa da dizideki mahmut paşa gibi abdülmecid'in kızı cemile sultanla evli.
yani padişah abdülhamid'in iki eniştesi var, ikisinin de adı damat mahmut celaleddin paşa.
bir ek bilgi daha, aynı dönemlerde bir mahmud celaleddin paşa daha var, kendisi girit valisi ve devlet adamıdır, ama saraya damat değildir.
prens sabahattin: babası ile birlikte ingiliz ve yahudilerle işbirliği içinde lanse edilen, abdülhamid han'ın yeğeni.
oysa ki dizide işlenen zaman diliminden 13 sene sonra bizzat abdülhamid'in yönlendirmesi ile 2. meşrutiyet karşıtı 31 mart vakasını tertiplemiştir. dur bakalım ne olacak...
mehmet paşa: bidar sultan'ın kardeşi, abdülhamid'in kayınçosu olan paşa. mahmut paşa ile çekişiyorlar şu an için.
theodor herzl: dizideki ana düşman karakter. babasını zincire vurmuş falan...
ilk bölümüyle özellikle son sahnesindeki ingiliz sömürgesi hindistanda hilafet Sancağının dikilmesiyle çok sağlam bir dizi olacağının sinyalini vermiştir.
"Türkiye Cumhuriyeti'nin hilâfeti bütünüyle kaldırıp Abdülmecid Efendi ve ailesini yurt dışına çıkarması Hindistan'da hilafet otoritesini savunmak üzere kurulmuş Hindistan Hilafet Hareketi içinde anlaşmazlık doğmasına neden oldu. Kimileri kararın tartışılmasını, kimisi halifeliğin Mustafa Kemal Paşa'ya teklif edilmesini, kimisi ise Türkler'in tutumunda islam'a aykırı bir taraf olmadığı için Hint müslümanlarının da Türkleri örnek almasını istiyordu. Hindistan Hilafet hareketi bu tartışmalarla bütünlüğünü kaybetti; hilafet hareetine ilgi azaldı. islam dünyasındaki bazı uygun görülen kişilere teklif ederek bu kurumu yeniden canlandırma girişimleri olduysa da bu girişimler gerçekleşmedi."
muhteşem yüzyıl kadar aydınlatıcı dizidir.
nasıl ki muhteşem yüzyıl'da , kanuni karı düşkünü olarak gösteriliyorsa; bu dizi de abdülhamit han'ı o derece kusursuz , o derece mükemmel göstermeye çalışıyor.
yani yandaşları pompalayıcı,yandaş kitleye oynayan ve tarihi aydınlatmaktan yoksun dizidir.
( muhteşem'in muhaliflere oynadığı gibi*)
şunu unutmayın:
padişah sevişmiştir.
fakat sevişmekten başka şeyler de yapmıştır. ( muhteşem yüzyıl'a ithafen)
padişah kusursuz değildir.
o da bir insandır.
ülkeye çok şey katmış olabilir ama büyük hata yapmamıştır denemez.
(payitaht abdülahamid'e ithafen )
Her oğluna 1 bölüm çekse 8 bölüm,
her kızına 1 bölüm çekse 12 bölüm,
Her eşine 1 bölüm çekse 16 bölüm,
E birkaç bölümde kendine çekse, dış mihraklar rerörö felan derken kafadan 40 bölümü olan dizi.
yine muhteşem yüzyıl gibi dandik bir osmanlı dizisi daha.. gına geldi bu tarz dizilerden.. muhtemelen tutacak dizidir.. zekasız insanlar izledikçe şişirilecek reyting yapacak dizidir.
Diriliş ertuğrul la kadınlara rağmen kurulabilmiş osmanlı devletinin malesef yine kadınlar yüzünden yıkıldığını bize göstermiş trt nin diğer patriarkal dizileri arasında yerini almış en son yapıtıdır.
mısırı giriti cezayiri tunusu kıbrısı ingilizlere vermiş olan abdülhamid aynı zamanda ilk alkol fabrikası ve ilk genelevi açan kişidir. yani tam manası ile türklük ve islam düşmanıdır. ama kendisi cahillere islamcı vatansever olarak yutturulacaktır bu dizi ile birlikte.