Başlık eski Türk filmlerinde olucakken malum karakter sınırından kırpılmıştır. Küçük bir çocukken manyakça arabesk filmler seyretmiş nesil olarak hepimizin bildiği bir duygudur.
(bkz: Nuri Alço) kadının kaçtığını farkedince adamlarına emir verirdi "gidin o kaltağı bulun getirin hemen" diye, kadıncağız başını bağlar bir otobüse biner bizim içimizde de oh be kurtuldu hadi kaç be kadın, hem size ne lan artık kadın o hayatı bırakmak istiyor kime ne içsesi olurdu temiz, kirlenmemiş beynimizde.
Tam otobüs şehirden ayrılıcakken adamlar otobüsü basar döverek kadını götürürdü. işte o an üzülmek değil içimiz cız ederdi. Tabii bir çocuk zihninde kabul edilemez bir durumdu nasıl bırakamaz, mecbur mu lan diye düşünürdük. işte o an hayatın ne boktan bir yer olduğunu ufak ufak sezdiğimiz zamanlardı. Keşke gerçek olsa da orda o kadını kurtarıp, hadi siktirin gidin lan şimdi deme hayali kurduran sahneydi daha aynı zamanda.
Edit: Şimdi ise gerçek hayatta yanımızda bir kadın dayak yese, bok yoluna gitme Niyazi otur oturduğun yerde içsesi var malesef..