yıllar boyu delikanlıyım ayağına millete sataşıp dayak yedikten sonra birbirinizin en mahrem yerlerine pansuman yaptığınız, kardeşten öte bilip en derin yaralarına vakıf olduğunuz, üniversite önlerinde, elalemin piçleri kız talebelere rahatsızlık vermesinler diye araba içinde beraber nöbet tuttuğunuz, birlikte, mahallenizdeki meksika asıllı uyuşturucu çeteleriyle savaşıp ağır yaralı düştüğünüz, kendisine o yetimlik acısını ve babasızlığı asla hissettirmeyip cebinden harçlığını eksik etmediğiniz, paranız olmasa bile gerektiğinde anneannenizin parasını çalıp yine de kimselere muhtaç etmeyerek, kötü yollara düşmesine engel olduğunuz ve kendinize çorap alırken dahi, boynu bükük kalmasın, ayakları üşümesin diyerek iki çift çorap da kendisine aldığınız o en yakın arkadaşınızın, kadim dostunuzun; gariplik çekmesin diye her bayram ilk önce gidip onun elini öpüp, anneler gününde bile annenize hediye almayıp kendisine aldığınız ve dul diye mahallede kendisine iftira atanları rahmetli dedenizden kalma sustalıyla tehdit ettiğiniz o gül kokulu annesinin, pavyonlarda turizmci esmer kürtlere konsomatrislik yaptıgını görmek...
meğer o afiyetle yediğiniz kıymalı su böreklerini yapan eller, kim bilir ne kürt dalgalarını tutmuştur da haberiniz yoktur. zaten tadı da o yüzden bu kadar güzeldir galiba. neticede siz de rüyalarda az tatmamışsınızdır o dalgalardan. rüya bile olsa, almışsınızdır tadını, iyi bilirsiniz yani. kadim dostunuzun annesinin de eline sinmiştir o tatlar. ordan da yemeklere...
artık otuzbir çekmekten bıkmışsınızdır. aslında kucağınızda hoplamak isteyen kızlar vardır lakin siz yarın öbürgün aynısı benim başıma gelir korkusuyla milletin kızına basmayı kesinlikle reddedersiniz. o yüzden, gidip parasıyla yapmayı tercih edersiniz. hafif böyle moralinizin de bozuk olduğu bir gün, belki rakı falan da içerim diyerek cebeci'ye pavyona gidersiniz. kadim dostunuzu kpss kursuna yazdırdığınız için o gelememiştir, kursta ders çalısıyordur.
pavyona girip masaya oturursunuz ve çay söylersiniz kendinize. rakı falan içmekten vazgeçersiniz; çünkü asıl niyetiniz içki içmek değil, bi kons ayarlayıp s.kmektir. arkası dönük olan konslardan birini garson aracılığıyla masanıza davet edersiniz.
başka kadınların yanında gariplik çekmesin diye annenizin erzurum burmalarından çalıp koluna taktığınız o kadın, yani en yakın arkadaşınızın annesi, masanıza gelmiştir; fiyatta anlaşmak için. ne yapacağınızı şaşırmışsınızdır. tabii o da sizi görünce panik olmuştur. elleri yüzünde ağlıyordur. siz ise kahrolmuş bir ifadeyle ona bakıyor, gözlerinizden düşen damlalara ise engel olamıyorsunuzdur.
daha sonra, en azından bugünlük o keskin neşvünema dalgalarının esiri olmasın diye parası neyse verip elinden tutarak anlaşmalı olduğu otele gidersiniz. tabii eve götüremezsiniz, çünkü pavyon sahipleri ikinizi de öldürecektir öyle yaparsanız.
odaya geçersiniz ve size neden buralara düştüğünü anlatmaya başlar ama siz onu dinlemiyorsunuzdur. çok sinirlisinizdir çünkü ve bir yandan da kadim dostunuzu düşünüyorsunuzdur. ardından, size, aldığı parayı hak etmek istediğini söyleyerek hafif böyle utangaç bi tavırla başını yana büker. siz ise öyle hemen hayır diyemezsiniz. vucudu falan da on numaradır, kadim dostunuzun o melek yüzlü annesinin... hani onlardayken banyonun kapı aralığından görmüşsünüzdür çırılçıplak bedenini ama o zaman o gözle bakmamışsınızdır. her neyse, otel odasında ona köpekler gibi basmayı gerçekten düşünseniz de, bunca yıllık hukukunuz buna engel olmuştur.
aradan bir hafta geçmiştir ve bu olayı dostunuzla paylaşmaya karar vermişsinizdir. sonuçlarını tahmin ediyorsunuzdur fakat yapacak bir şey yoktur artık. dostunuza mesajla tüm bu olanları anlatıp, 1-2 saat geçtikten sonra evlerine gidersiniz acaba ne oldu diye.
dostunuz, otel odalarında şamriyel gibi kapkara kürt penislerini emen annesini, 68 yerinden bıçaklayarak öldürmüş ve bilgisayardan namus belasına gardaş şarkısını açıp vefat eden annesinin üzerinde paltosuyla oturarak sigarasını içiyordur.
olayın şokunu atlattıktan sonra dostunuzu alıp karakola götürürsünüz; bunu o istemiştir çünkü. karakolun ardından mahkemeye çıkarılır ve 86 yıl hapis cezasına çarptırılır dostunuz...
mahpus hayatının daha ilk günlerinde, dostunuzu içerden çıkarma planları yaparsınız ve tünel kazmaya karar verirsiniz. rahmetli dedenizden size miras kalan dükkanı satıp cezaevinin yanındaki arsayı satın alırsınız. dostunuz içerden, siz dışardan kazmaya başlarsınız tüneli.
aradan 1 yıl geçmiştir ve tünel bitmiştir. kaçışın olacağı gün, siz dışarda, tünelin ucunda kadim dostunuzu bekliyorsunuzdur. o ise size doğru geliyordur. tam o esnada kolluk kuvvetleri arkanızda belirir ve sizi taramaya başlarlar. dostunuzla son kez göz göze gelip, hayatınızı kaybedersiniz.
daha sonra, devletin kolluk güçleri tarafından öldürüldüğünüz için, anneniz cumartesi anneleri örgütüne katılıp, elinde böyle sizin taa lise zamanlarınıza ait, o paltolu, elde sigaralı fotoğrafınızla katil devlet hesap verecek diye sloganlar atıyordur. küçük kardeşiniz ise, devletten intikamınızı almak için yasadışı sol terör örgütlerine katılmıştır ve yunanistan'da canlı bomba eğitimi aldığı esnada yanlışlıkla düğmeye basıp paramparça olarak vefat etmiştir.